Çevre Bakanı, muhalefet vekillerinin Dilovası’ndaki İzocam Tepesinde bulunan ve asbest de içeren tonlarca cam yünü atığına ilişkin soru önergelerine halen yanıt vermedi.
The Black Sea’nin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin kaçak atık sahasında yol çalışmasına izin verdiğine ilişkin geçen ayki haberi üzerine bazı milletvekilleri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin yanıtlaması istemiyle soru önergeleri sundu.
Dilovası’nda mart ayında inşaatına başlanan yeni yol projesi, tehlikeli atıklar ve asbest de içeren onlarca yıllık kaçak bir atık sahasının kazılmasını da içeriyor.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Kayıhan Pala, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekilleri Perihan Koca ve Ömer Faruk Gergerlioğlu ile Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Partisi) Milletvekili Evrim Rızvanoğlu hükümetin işçi ve yöre halkının yaşamlarını korumak adına ne gibi adımlar attığına dair sorular yöneltti. Soru önergesi veren vekillerden hekim ve Kocaeli vekili Gergerlioğlu aynı zamanda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya da alana ilişkin sorular yöneltti.
Yol çalışmasını yürüten şirket Menga İnşaat, Kocaeli belediyesi ve Dilovası belediye başkanı, halihazırda işçilerin yaşamlarına yönelik tehlikenin farkında. Sağlık ve çevre bakanlıkları da durumdan haberdar olanlar arasında. Ancak yapılan haberlere rağmen yol çalışması hala devam ediyor.
DEM Parti Milletvekili Perihan Koca The Black Sea’ye buradaki ele alınmayan asbestin ve tehlikeli atıkların “düpedüz cinayet unsurları” olduğunu söyleyerek bakanlığın soru önergelerini yanıtsız bırakması ve atık tepesiyle ilgili bir adım atmamasının kasıtlı bir ihmale işaret ettiğini belirtti.
Anayasa’ya göre, bakanların soru önergelerine 15 gün içerisinde yanıt vermesi gerekiyor. İlk soru önergesinin cevaplanma süresi ise 1 Mayıs’ta sona erdi. Koca, “Artık soru önergelerinin cevaplanmaması bir tarz haline geldi. Çok övdükleri başkanlık sistemi böyle bir şey işte. Kimseye hesap verme gibi bir dertleri yok” ifadelerini kullandı.
“Asbestli olduğu laboratuvar sonuçlarıyla ortaya konulan atık tepesiyle ilgili bakanlığın bir adım atmaması, tepeden geçen yol inşaatını durdurmaması halk sağlığı ile ilgili hiçbir önlem almadan olan bitenlere göz yumması ihmalle açıklanacak bir şey değil.”
“Zehir saçarken ucuz işgücü”
Haberimizin yayımlanması üzerine DEM Parti ilçe örgütü üyeleri nisan ayında İzocam Tepesini ziyaret ederek yaptıkları basın açıklamasında konuyu belediye meclisi gündemine taşıyacaklarını belirtti. Üyeler, “Kazı çalışmalarında görülen asbest içerikli atık malzemeler Dilovası halkını tehdit ediyor. Kanserojen maddeler çevreye saçılıyor” diye konuştu.
Belediye meclisi üyeleri daha sonra Kocaeli ve Dilovası belediyelerine soru önergeleri vererek The Black Sea’nin beş yıl önce skandalı ortaya çıkarmasından bu yana atılan adımlara ve inşaat işçilerinin hayatlarını nasıl korumayı planladıklarına ilişkin sorular sordu.
DEM Parti belediye meclisi üyelerinden Eylem Güleser, The Black Sea’ye verdiği demeçte haftalardır hiçbir adım atılmadığını vurguladı. Güleser, “Tepede devam eden yol çalışmasında çalışan inşaat işçilerinin yanı sıra çevre halkı, doğada yaşayan diğer canlılar da asbest riskiyle karşı karşıya” dedi.
“Dilovası sanayi bölgesi olmasından kaynaklı yeterince çevre kirliliğine maruz kalan bir ilçe” diyerek sözlerini sürdüren Güleser, “Bunun üzerine gün geçmiyor ki farklı sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu tür çevre sorunlarının, halkı doğrudan etkileyen sağlık sorunlarının ortaya çıkması ve buna karşı herhangi bir önlem alınmaması, yetkililerin Dilovası halkına ve çevreye verdiği önemi de ortaya koyuyor” dedi.
Vekil Gergerlioğlu 1 Mayıs’ta İzocam Tepesine ikinci bir ziyaret gerçekleştirerek Dilovası'nda fabrika açarak “ucuz iş gücünden” yararlanan ve “zehir saçan” Avrupa şirketlerini şiddetle kınadı.
Gergerlioğlu ziyareti sırasında “Bulunduğumuz yere İzocam Tepesi deniliyor” dedi. “Bu yerde öncesinde İzocam fabrikasının atıkları gömülmüş. Bu atıklar asbest içeriyor, asbest son derece tehlikeli bir madde. Akciğerlerde mezotelyomaya ve vücutta asbest ile ilgili hastalığa yol açan bir madde.”
Milletvekili Gergerlioğlu daha sonra The Black Sea’ye yaptığı açıklamada durumu işçilerle de görüştüğünü ve onların durumdan habersiz olduğunu kaydetti: “Onlar da bilmiyorlar; ‘Burada böyle bir şey [asbest] mi vardı?’ diye soruyorlar ve yol çalışmalarına devam ediyorlar. Fakat zaman içinde orada çok ciddi ve kalıcı etkileri olacak.”
Gebze Emek adlı yerel bir internet haber sitesinden bir gazeteci, AKP üyesi ve Dilovası Belediye Başkanı Ramazan Ömeroğlu’nun da bulunduğu bir belediye meclisi toplantısına katıldı. Toplantıda Ömeroğlu, İzocam Tepesi ile ilgili soru önergelerine yazılı olarak cevap vereceğini belirtti. Gazeteci, toplantı sona erdikten sonra belediye başkanının kendisine “Olmayan bir şey aslında” diye konuştuğunu aktardı.
Gergerlioğlu, “Kocaeli Büyükşehir Belediyesi kulağını tıkamayı tercih etti; Çevre Bakanlığının ise kulağına gitti fakat halen cevap vermiyor” yorumunda bulundu.
İzocam Tepesi araştırması beş yılın ardından halen “gündemde”
Milletvekillerinin verdikleri soru önergeleriyle İzocam Tepesi ikinci defa meclis gündemine taşınmış oldu. 2019’da ilk haber yayımlandığında CHP’den 22 milletvekili “bölgedeki asbest varlığının neden ve sorumlularının araştırılması, Dilovası’ndaki halk ve çevre sağlığını tehdit eden etkenlerin araştırılması, gün geçtikçe artan kanser, astım, vb. hastalıklarla mücadele edilebilmesi için gerekli önlemlerin alınması” istemiyle bir önerge sunmuştu.
Günümüzdeki soru önergelerinde de geçerli olduğu gibi, hükümetin 15 gün içerisinde resmi bir yazılı yanıt vermesi ve araştırma komisyonu kurma önerisini oylamaya sunması gerekiyordu. Ancak üzerinden beş yıl geçmesine rağmen, önerge sistemde halen “gündemde” olarak görünüyor.
Dilovası, bölgedeki fabrikaların yoğunluğundan kaynaklanan kirlilik nedeniyle çevre ve sağlık sorunlarıyla akla gelen bir ilçe. Yörede astım ve solunum yolu hastalıkları oldukça yaygın ve kanser oranı yüksek. Yapılan bir araştırma anne sütlerinde ağır metallerin varlığının yaygın olduğunu ortaya çıkarmıştı. Öte yandan yıllardır süren skandala ve şirketlerin kanun ihlallerine rağmen, ilçenin temizlenmesi veya şirketlerin sorumlu tutulmasına yönelik çok az ilerleme kaydediliyor.
2019’da yayımlanan Zehir Vadisi projemiz kapsamında, İzocam Tepesindeki cam yünü atıklarını uzman ve akredite laboratuvarlarda test ettirmiştik. Sonuçlar, yalıtım malzemelerinin yanı sıra, bir kez maruz kaldıktan sonra dahi kansere ve diğer akciğer hastalıklarına neden olduğu uzun süredir bilinen ve yasaklı bir madde olan asbestin üç türünün atığa karıştığını göstermişti.
Yaklaşık 12 bin metrekarelik atık sahası, 30 yılı aşkın süredir Dilovası’nda yer alıyor. Deliller atığın sorumlusunun Fransız endüstri devi Saint-Gobain ile Kuveytli firma Alghanim Industries’in müştereken sahip olduğu cam yünü üreticisi İzocam fabrikasını işaret ediyor. Izocam, 2007 yılına kadar Türkiye’nin en büyük holdingi olan Koç Holding’e aitti. Görgü tanıkları ve İzocam’ın eski çalışanları, The Black Sea’ye yaptıkları açıklamada şirketin 1980’lerde kusurlu veya üretim artığı ürünlerini şu anda yol çalışması yapılan noktaya kaçak olarak döktüğünü kaydetti.
Gergerlioğlu, “Bir hekim ve milletvekili olarak, asbest tepesinin uzun yıllar sonra açacağı kanser vakalarına ilişkin tehlikeleri şimdiden kamuoyu için tekrar vurgulamak isterim” ifadelerini kullandı.