Türkiye, Kürdistan’ın bağımsızlığına giden yolu nasıl açtı

Yıllardır Bağdat’ı göz ardı edip IKBY ile doğrudan ilişki kuran Ankara, bağımsızlığa giden yolu petrol boru hatlarıyla açtı

By Craig Shaw, Efe Kerem Sözeri, Zeynep Şentek
10 October 2017

Kürdistan’ın bağımsızlık referandumuna en yüksek sesle karşı çıkan ülkelerden biri Türkiye

Ancak Türkiye ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi arasında Bağdat’ın uyarılarını göz ardı ederek yapılan anlaşmalar, hatırı sayılır bir çıkar ilişkisinin göstergesi

Kürdistan’ın bağımsızlığına giden yolu açan en önemli unsur ise Türkiye’yle yapılan petrol anlaşmaları ve ticareti

Geçtiğimiz ay Kuzey Irak’ta peşmerge kontrolündeki bölgelerde gerçekleşen referandumda Kürtlerin yüzde 92’si bağımsızlık için evet oyu verdi. Yüz yıldır bağımsızlık hayali kuran bir halk için bu referandum kuşkusuz tarihi bir anlam taşıyor. Ancak Kürdistan’ın komşuları bu gelişmeden pek mutlu değil.

Bağdat’taki Irak federal hükümeti dışında, İran, Suriye ve bölgede askeri güç bulunduran Amerikan ve Rus hükümetleri bağımsızlık referandumuna karşı olduklarını açıkladılar. Türkiye hükümeti ise, kendi topraklarında yaşayan Kürtlere dair endişeler yüzünden, bağımsız Kürdistan’ı varlığına tehdit olarak gördüğünü belirtiyor.

Referandumdan haftalar önce, Türk hükümet yetkilileri Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) başkenti Erbil’e mesajlar gönderdi, referandumun tehlikelerini anlatmaya çalıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimin iptal edilmesini isterken, olası bir ‘Evet’ sonucunun bölgede “yeni kriz ve çatışmalara” gebe olacağına işaret etti.

Irak Kürtleri’nin sandık başına gittiği gün Erdoğan, Türkiye’nin sınırlarında yeni bir ülke kurulmasına göz yumulmayacağını belirterek askeri müdahale ihtimalinin sinyalini verdi. Bunun yanında, Kerkük-Ceyhan boru hattının vanalarının kapatılmasıyla IKBY’nin ana gelir kaynağı olan petrol ticaretinin tamamen kesilmesi ve Habur sınır kapısının kapatılması gibi insani kriz doğurabilecek yaptırımları da gündeme getirdi.

Referandum sonuçları açıklanırken Irak Başbakanı Haydar El İbadi, Başbakan Yıldırım ile görüştüğünü ve Türkiye’nin artık IKBY ile petrol anlaşması yapmayacağını kendisine ilettiğini söylüyordu. Yıldırım hükümeti, Bağdat’ın kararıyla uyum içinde, Irak Kürdistan Bölgesi’ne yönelik tüm uçuşları da iptal etti. Ancak referandumdan bu yana geçen iki haftaya rağmen askeri bir müdahale ya da boru hatlarının ve sınır kapılarının kapatılması kararı alınmış değil.

Türkiye ile IKBY arasında son yıllarda gelişen ticaret ve doğrudan diplomatik ilişkiler göz önüne alındığında, Türkiye’nin bu ani öfkesini anlamak güçleşiyor. Zira medyaya yansıyan anlaşmalar ve Berat Albayrak’ın e-postalarından çıkan bilgiler, Erbil ve Ankara arasında hatırı sayılır bir çıkar ilişkisi olduğunu ortaya çıkarıyor: Türkiye’nin artan bir şekilde petrole ihtiyacı var ve bu kaynak Kürdistan’da bolca bulunuyor.

Bu ilişkinin diğer tarafında ise, Kürdistan’ın bağımsızlığına giden yolun Türkiye’yle yapılan petrol anlaşmaları ve alışverişi ile açılmış olduğu gerçeği var. Ankara, bu anlaşmaları doğrudan Erbil ile yaparak hem Bağdat’ın aradan çıkarılmasına göz yumdu, hem de Irak bütçesinden Kürdistan’a ayrılan mali kaynaklar azaltıldığında milyarlarca dolar borç vererek Kürt bölgesini ayakta tutmaya bizzat yardım etti.

Türkiye ve IKBY arasındaki ilişki o kadar kuvvetliydi ki, daha geçtiğimiz yıl Kürt yönetimi artan uluslararası borçlarını karşılamak için Türkiye’den 3,7 milyar dolar borç istedi. Sızdırılan e-postalara göre Barzani yönetimi Türkiye’den sağlanacak borç karşılığında Kuzey Irak’taki doğalgaz ve petrol sahalarından daha yüksek bir pay vermeye razı.

İş arkadaşları: Kürdistan başkanı Mesud Barzani ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Presidency)

Petrol karşılığı bağımsızlık

Bağımsız Kürdistan hayali yeni değil, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü kadar eski. Ama Birinci Dünya Savaşı'ndan beri Kürtlerle anlaşma yapan güçler (İngilizler, Türkler, Amerikalılar ve Iraklılar) verdikleri sözleri tutmadılar. Kürtlerin bağımsızlığa en çok yaklaştığı dönemde, 1940'larda, bugünkü IKBY lideri Mesud Barzani'nin babası Mustafa, Bağdat'a karşı bir isyanda rol almış ve İran'da kısa süre ayakta kalan Mahabad Cumhuriyeti'nde bakanlık yapmıştı.

Ama bugünkü şartlar yaklaşık 15 yıl önce oluştu. Iraklı Kürtler, Amerika’nın 2003’teki işgalini takiben yazılan anayasada kendilerine yer buldular. 2005 Anayasası’nda IKBY resmi olarak tanındı ve bölge vatandaşlarının Irak’ın petrol gelirlerinden pay sahibi olması öngörüldü. On yıldan fazla bir süredir IKBY’nin dünyaya sattığı ham petrol ve bu satışlardan elde edilen gelir, (yolsuzluk iddiaları yanında) Barzani yönetiminin bağımsızlık iddiasının da kaynağını oluşturuyor. Bunda da Ankara’nın rolü azımsanmayacak kadar büyük.

Türkiye’nin IBKY’yle yaptığı gizli enerji anlaşmaları 2011’e kadar uzanıyor. Genel seçimler sonrası oluşturulan yeni Erdoğan hükümeti, Kuzey Irak’tan petrol taşıması için gerekli izni sadece bir şirkete vermişti. PowerTrans adlı bu şirketin Çalık Holding’e ait olduğu, Kuzey Irak petrol operasyonunu ise şirketin o dönemki yönetim kurulu başkanı Berat Albayrak’ın bizzat yönettiği daha sonra ortaya çıkarılmıştı . Bu iddiaları kaynaklarıyla yazan gazeteci Tunca Öğreten 10 aydan beri hapiste tutuluyor .

Sonraki yıllarda Türkiye hükümeti Kürtlerle bir çok kez daha el sıkıştı. Mayıs 2012’de, Bağdat’ın haberi ve izni olmadan Türkiye ve IKBY arasında gizli bir boru hattı anlaşması imzalandı. PowerTrans üzerinden halihazırda yürütülen ihracatı “kanuna aykırı” olarak gören Bağdat yönetimi, boru hattı haberi üzerine Kürdistan’daki kamu personelinin maaşlarını keserek Erbil’i cezalandırmak istemiş, Ankara para musluklarını açıp bu cezanın etkilerini hafifletmişti. Geçtiğimiz haftalarda gazetecilerin referandum hakkındaki sorularını cevaplayan Erdoğan, Başbakanlığı döneminde Kürdistan’daki maaşların ödenmesi için Barzani’ye iki milyar dolar borç verdiklerini belirtirken, bugünlere nasıl gelindiğini hatırlatmış oluyordu.

Bağdat’ın sabrı bir sene sonra tekrar denendi. Erdoğan ve Barzani hükümetleri arasında imzalanan ve milyarlarca dolarlık kapsamı olan ticaret anlaşması, Türkiye’nin Kuzey Irak’taki 13 petrol sahasına erişimini sağladı. Bu sahaların yarısında, bizzat Türkiye hükümet eliyle kurulan “Turkish Energy Company” (TEC) adlı şirket Amerikan enerji devi Exxon Mobil ile işbirliği yapacaktı.

Kürdistan Bölge Yönetimi içindeki BOTAŞ ve ExxonMobil-TEC ortak petrol sahaları. Sarı ve yeşil boru hatları, Irak federal hükümetinden bağımsız olarak Kürdistan’da çıkarılan petrol ve doğalgazı doğrudan Türkiye’ye taşıyor. (Wikileaks)

Anlaşma, yeni boru hattı üzerinden günde bir milyon varil petrolün Kuzey Irak’tan çıkışına olanak sağladı. Türkiye, gelen bu petrolün yarısını satın alma ve diğer alıcılara satma önceliğine sahipti.

Kürdistan’ın petrol gelirleri için Halkbank’ta bir hesap açıldı, kağıt üzerinde Bağdat’ı rahatlatmak için Irak federal hükümeti ile IKBY arasında kâr paylaşımı hakkında mutabakat sağlanana kadar paralar bu hesapta bekletilecekti. Mayıs 2014’te Erbil yönetiminden yapılan resmi açıklamada “satış gelirlerinin yüzde 5’inin” Bağdat için ayrılacağını açıklandı.

Kuzey Irak’ta ordu gücü bulunmayan Bağdat yönetimi, IKBY’den doğrudan petrol alımının “kanuna aykırı” olduğunu ve “kaçakçılık” suçuna girdiğini beyan etti, IKBY ve Türkiye’nin Irak’ın egemenlik hakkını ihlal ettikleri gerekçesiyle Paris ve Londra’da tahkim süreci başlattı.

Türkiye’ye borç karşılığı “indirimli petrol sahası”

2015 yılına gelindiğinde ham petrol fiyatlarındaki düşüş Irak federal hükümetinin Kürdistan yönetimi üzerindeki baskısını iyiden iyiye hissedilir hale getirdi. Bağdat ayrıca, Kerkük dahil Irak’ın diğer bölgelerinden çıkarılan petrolün Türkiye’ye ana ulaşım yolu olan Kerkük-Ceyhan boru hattını kapattı, Kürdistan petrolünü Türkiye üzerinden uluslararası pazara taşıyan şirketleri de kara listeye aldı. Ankara buna karşılık başka dostlarından yardım buldu. Erdoğan ailesinin iş ortağı Mübariz Mansimov’un sahip olduğu, İstanbul’da kurulu dev denizcilik şirketi Palmali Grup devreye sokuldu, petrolün akışının devamı sağlandı.

Bu sıralarda Berat Albayrak, Çalık Holding’den istifa etmiş ve ilk genel seçimde Ak Parti listesinden milletvekili olmuştu. Sızdırılan e-postalara bakıldığında şirketten ayrılmasına rağmen Çalık’la hala petrol konusunda iletişim halinde olduğu anlaşılıyor. Bu iletişimde petrol ticaretinin siyasi sonuçları hakkında da aydınlatıcı bilgiler var.

Ağustos 2015’te, Çalık Holding’e ait PowerTrans şirketinin Irak ülke sorumlusu Dursun Ali İşgüzar, Barzani’yle ilgili olarak durum bilgisi veriyor: “Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre Mesut Barzani’nin görevden ayrılması bölgeyi çok fazla etkileyeceği yönünde. Türkiye ile olan ticaretin azalacağı ve özellikle petrol ticaretinin İran tarafından daha fazla yapılacağı görüşü var.”

Barzani iç ve dış siyasi dengeler sayesinde koltuğunu korurken, Berat Albayrak da Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak atandı. Türkiye’nin Kürdistan yönetimi ile ham petrol alışverişi de kesintisiz devam edebildi.

Albayrak’ın Çalık Holding’den Enerji Bakanlığı’na taşıdığı danışmanlarından Tahsin Yazar, Mart 2016’da Albayrak’a yazdığı bir e-postada IKBY’nin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan söz ediyor, Bağdat’ın başlattığı yasal işlemlerin Erbil’in uluslararası pazarda petrolünü satmasını engellediğini ve Kürtlerin “pazarda kısıtlı alıcılar” bulmasına sebep olduğunu söylüyor. Yazar’ın verdiği bilgilere göre Kürdistan petrolüne talip şirketler IKBY ile özel satış anlaşmaları imzalamak zorunda kalıyor ve “IKBY, ham petrolünü alacak firmalardan önceden yüklü miktarda ödeme” alıyor.

Barzani yönetimi bu ön ödemeler sayesinde milyarlarca dolar gelir elde etti, ancak Bağdat’ın boru hatlarını kapatarak ve yaptırımlar uygulayarak Kürdistan’ın günlük petrol kapasitesini 600 bin varilden 450 bin varile indirmesi, Kuzey Irak yönetimini darboğaza soktu. IKBY, ödemesini peşinen aldığı milyarlarca liralık petrolü sahiplerine teslim edememekle karşı karşıya kaldı. Enerji Bakanlığı müşaviri Yazar, bu şartlar altında “IKBY’nin çeşitli çevrelere yaklaşık 15 milyar USD borçlandığı” bilgisini veriyor, bunun 3-5 milyar dolarlık kısmının ham petrol alıcılarına olduğunu söylüyor.

“Sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik ortaklık”

Yazar’ın durum bilgilendirmesinden bir gün sonra Kürdistan Enerji Bakanı Aşti Havrami, Türk hükümetine bir öneriyle geliyor. Albayrak’a e-postayla gönderdiği “Çok Özel ve Gizli” belgede Türkiye ve Kürdistan arasındaki ilişkiyi “sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik ortaklık” olarak tanımlayan Havrami, bu ortaklığın “IKBY’nin uluslararası pazara bağımsız petrol ihraç etmesine aracılık” ettiğini söylüyor. Ankara’nın daha önce yaşanan sıkıntılarda Kürdistan’a destek olduğunu hatırlatan Havrami, “IKBY’nin borçlarını ödeyebilmesi için tekrar Türkiye tarafından gelecek olan finansal desteğe” ihtiyaçları olduğunu söylüyor. 3,74 milyar dolarlık bu destek karşılığında sunulan teklif, Kuzey Irak’taki bazı sahalara Türkiye’nin indirimli fiyatlarla ortak olmasını ve buradan çıkarılacak petrol ve doğalgazın satışından elde edilecek kârın paylaşımını içeriyor.

Berat Albayrak’ın e-posta arşivinde Havrami’nin bu önerisine Türk tarafının ne cevap verdiği bulunmuyor. IKBY, Havrami ve Albayrak konuyla ilgili sorularımızı da cevapsız bıraktı. Ancak sonrasında haberlere yansıyan gelişmeler, Bağdat’ın tüm engellemelerine rağmen Türkiye’nin Kürt petrolünün satışını kolaylaştırmaya devam ettiğini gösteriyor.

Geçtiğimiz Haziran ayında, IKBY Başkanı Barzani bağımsızlık referandumu yapılacağını açıkladıktan sadece bir hafta sonra, Ceyhan’dan yola çıkan ve 700 bin varil ham petrol taşıyan bir tanker gemisi Kanada açıklarında durdurulmuştu. Sızan belgelere göre bu uygulama, Irak federal hükümetinin bir Kanada mahkemesine yaptığı şikayet üzerine alınan el koyma kararı üzerine gerçekleşti. Ancak, Eylül sonunda, referandumdan sadece dört gün sonra, başka bir Kanada şirketi IKBY ile petrol satış anlaşması imzaladığını açıkladı.

Bugün Türkiye hükümeti, Kürdistan TV kanallarını uydudan çıkarıp uçuşları iptal ederken, boru hattını ve sınır kapısını açık tutuyor. 2011’den bu yana atılan imzalarla taşınan Kürt petrolü, borca giren satıcısından çok, siyah altını ucuza kapatan alıcısına pahalıya mâl olmuş gibi görünüyor. Petrol ise akmaya devam ediyor.

Follow The Black Sea

Return to stories


Follow us