· Arif ailesi Sıtkı Ayan’la iş ortaklığına nasıl girdi?
· Bu iş ortaklığından çıkan ve Türkmenistan’la İran’dan doğalgaz ve elektrik alımını sağlayan anlaşmalar hangileri?
· Arif ailesi, Türkmenistan başkanını etkileyerek ihaleleri kazanmak amacıyla için nasıl planlar yaptı?
Savarona skandalının şok etkisi yarattığı doğru ama bu olay Arifler’in Türkiye’deki anlaşmalarını ve bağlantılarını çok da etkilemişe benzemiyor.
Mirhan Holding’in sahibi ve AKP’den birkaç kez milletvekili adayı olan avukat Ali Demirhan, 2012’de Doyen’in Türkiye’deki danışmanı olarak işe alınıyor. Şirket yazışmalarında Demirhan’dan, Arif ailesinin “yakın arkadaşı ve ortağı” olarak bahsediliyor.
Ali Demirhan, AKP’ye çok yakın bir isim. Tayyip Erdoğan ve bir çok bakanın resmi gezilerinde Demirhan’ı görmek mümkün. Doyen çalışanları, Demirhan’dan bahsederken “30 yıldır Erdoğan’ın politik kariyerini destekleyen biri,” diyor.
Demirhan, Doyen için çalışmaya başlar başlamaz York Düşesi Sarah Ferguson’ın Türkiye’de bulaştığı skandalı çözmek için işe girişiyor.
Düşes'in yetimhane skandalı
2008 yılında İngiliz düşes kimliğini gizleyerek İstanbul’da bir yetimhanede gizli kamerayla çekim yapmış ve program İngiltere’de yayınlanmıştı. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Ferguson’a dava açmış, Aile Bakanlığı da davaya müdahil olmuştu. Aile Bakanı Nimet Çubukçu düşese büyük tepki göstermiş ve olayın Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı yapılmış bir karalama kampanyası olduğunu söylemişti. Sarah Ferguson, hapis cezası talebiyle yargılanmıştı.
Krizi çözmek için düşes, Londra’daki arkadaşı Arif Arif’e ulaştı. Arif ailesi Ferguson’a yardım etmeyi kabul etti. Doyen avukatları, Ali Demirhan’ın da yardımıyla Başbakan Erdoğan’a gönderilmek üzere Ferguson’un ağzından bir özür mektubu yazdı. Düşes mektubun elden verilmesi için ısrar etti. Mektubun başbakanın eline geçip geçmediği bilinmiyor ancak düşes 2012 yılında tüm suçlamalardan beraat etti.
Demirhan ayrıca Doyen için Türkiye’deki altın yatırımlarını da araştırıyordu. Aynı zamana aileyi bir çok üst düzey isimle bir araya getirdi.
Mart 2012’de Doyen Capital’ın başkan yardımcısı Tevfik Eren’i avukatlığını yaptığı Ali Ağaoğlu’yla tanıştırdı.
İstinye Masa Restaurant’da gerçekleşen görüşmeden sonra hep birlikte İnönü Stadyum’unda Beşiktaş-Trabzonspor maçını izlemeye gittiler. Doyen’in başkan yardımcısı burada Sadık Albayrak ve Beşiktaş CEO’su Murat Ülgen’le tanıştırıldı.
Eren’in anlattığına göre tanışma faslı oldukça iyi geçmişti. Bu buluşma sırasında Berat Albayrak’la da görüşme ayarlanacağına dair söz aldı.
Ağaoğlu daha sonra Doyen için AKP milletvekili Mikail Arslan, Rixos başkan yardımcısı Güney İkiz, Ata Yatırım başkanı Hakan Ferhatoğlu’yla toplantılar ayarladı.
Bu üst düzey görüşmeler daha sonra meyvesini verecek ve Doyen, Çalık Holding’le beraber Türkmenistan’daki elektrik anlaşmalarına dahil olacaktı.
Ve işin içine Sıtkı Ayan girer
Doyen aynı zamanda Som Petrol’ün sahibi Sıtkı Ayan’la da ihalelere girdi. Sıtkı Ayan ve Tayyip Erdoğan’ın oldukça yakın olduğu iyi biliniyor. Söylenenlere göre Ayan, Erdoğan’ı direkt olarak cep telefonundan arayabilen ve ilk ismiyle hitap eden nadir kişilerden biri.
Temmuz 2010’da Ayan’ın ASB Group şirketlerinden Som Petrol, İran’la doğalgaz boru hattı inşaatı için bir milyar avroluk anlaşma yapmıştı. Boru hattı dört yılda inşa edilecek ve İran doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacaktı.
Bu tür işlerde çok da deneyimi olmayan ve daha önce bu kadar büyük projelere dahil olmamış Som Petrol’ün böyle bir ihaleyi almış olması şaşkınlıkla karşılanmıştı.
Hatta dönemin Enerji Bakanı Taner Yıldız o sıralarda boru hattı projesinin ihalesinin kime verileceğinin daha belli olmadığını söyleyerek ortalığı yatıştırmaya çalışmıştı.
Ama sonunda Ayan kazançlı çıktı. Görece küçük şirketler olan ve altyapı inşaatı konusunda hiç deneyimi olmayan ASB Group ve Som Petrol’ün ihalesi Ağustos 2010’da, tam da Savarona partisi sırasında, Bakanlar Kurulu'nda onaylandı.
Tevfik Arif Savarona davasında insan kaçakçılığı suçlamalarından 2011’de beraat ettikten bir süre sonra Arifler ve Ayan, İran doğalgazı için bir anlaşma imzaladı.
Böylece yeni bir ortaklık kuruldu: Somas Enerji. Somas’ın Türkiye’ye doğalgaz satmak için lisansı vardı ve şirketin %50’sini ASTÜ Doğalgaz Enerji Ticaret Ltd üzerinden Arif ailesinin kontrol etmesine karar verildi. ASTÜ Doğalgaz ise Refik Arif ve yeğeni Malik Ali adına kayıtlı.
Arifler’in Orta Asya’daki bağlantıları düşünüldüğünde, aileyi bu ortaklığa dahil etmek oldukça akıllıcaydı. Sızdırılan Football Leaks verilerinde bulunan sözleşmeye göre Arif ailesi "Türkmenistan, Rusya, Özbekistan, Kazakistan ve Azerbaycan gibi eski Sovyetler Birliği ülkelerindeki doğalgaz tedarikçileriyle yapılan müzakereleri ve pazarlığı yönetecek" ve karşılığında kârın yüzde 20’sini alacaktı.
Sıtkı ve oğlu Bahaddin Ayan ise İran hükümetine doğalgazın Türkiye üzerinden geçirilmesi için lobi yapmakla sorumluydu.
"Real Madrid ya da Barça’yı buraya getirip [Türkmen] başkanını etkileyelim. Bu işten kazanılacak milyarlar var"
Görünüşe göre Arifler sözünde durdu. Mayıs 2012’de Türkmenistan Enerji Bakanı Bairamgeldy Nedirov, Sıtkı Ayan’ı Aşkabat’ta elektrik ihracatı konusunu konuşmak için bir toplantıya davet etti. Ayan, davete icabet edeceğini ve yanında Tevfik Arif’le İran’ın Enerji Bakan Yardımcısı Hamid Farzam’ı getireceğini söyledi.
Aynı sıralarda Arif Arif, Doyen Sports’taki iş ortağı Nelio Lucas’a bir mesaj gönderdi:
"Türkmenistan’da çok büyük bir şeyin eşiğindeyiz. Bu, babamın şaheseri olacak. Bunun için ya Real Madrid ya da Barça’yı buraya getirip [Türkmen] başkanını etkileyelim. Bu işten kazanılacak milyarlar var. Bu işi ciddiye almanı ve hemen hazırlıklara başlamanı istiyorum."
Nelio cevap verdi: "Tamam. Real’in başkanı bugün Londra’da. Beraber Madrid’e uçacağız."
Bir kaç gün sonra Nelio, Arif’e ayrıntıları anlattı: "Çok kolay olacak. En az 3 milyon avro ve kesin bir tarih belirlenmesini istiyorlar."
O sıralarda tüm sermayeyi Türkmenistan projelerine aktarmaya uğraşan Doyen, 3 milyon avroyu böyle bir iş için fazla buldu. Böylece Real Madrid, sadece Ariflerin çıkarı için Türkmenistan’ın despot liderini eğlendirmek zorunda kalmadı.
Ama perde arkasındaki görüşmeler ve hassas manevralar işe yaradı. Bir sene sonra Türkmenistan Enerji Bakanlığı’na ait Türkmenergo State Power Corporation şirketi Ayan’ın şirketi Gent’e, İran üzerinden Türkiye’ye elektrik satması için izin verdi.
Bu anlaşmanın da göbeğinde Arif ailesi vardı.
ASTÜ Doğalgaz Enerji firması üzerinden, Türk pazarına elektriği satacak olan ASKA Enerji’nin yüzde 50’sine sahiptiler. Anlaşmayı takiben ASKA elektrik satabilmek için Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu EPDK’ya başvurdu ve bir ay içinde gerekli izinleri aldı. EPDK’ya sunulan başvuruda Refik Arif ve Sıtkı Ayan’ın imzası bulunuyor.
‘Dün Sıtkı Bey geldi ... istediğimiz zaman verebileceğini söyledi’
2014’e kadar tamamlanması planlanan İran-Türkiye boru hattı inşasının akıbeti belli değil. Uzmanlara göre Som Petrol’e verilen bu ihale, 2007’de İran ve Türkiye arasında imzalanan ve Amerika’nın, İran ambargosunu delme aracı olarak gördüğü anlaşmanın bir alternatifi olarak sunulmuştu. Amacı ise Amerika’yı yatıştırmaktı.
Sebebi ne olursa olsun, Türk hükümeti Ayan’ı ödüllendirmeye devam etmekte kararlıydı. 16 Aralık 2013’te teşvik verileri açıklandığında Ayan’ın şirketi Turang Transit’in ‘Doğalgaz boru hattıyla taşımacılık’ amacıyla 11.5 milyar lira değerindeki Türkiye tarihinin en büyük ikinci teşviğini aldığı ortaya çıkmıştı. Turang Transit’in kurucu şirketleri arasında Arif ailesinin hissedarı olduğu şirketler de var. Teşvik alımı zirvesinde ise 14.5 milyar lirayla Çalık Holding bulunuyor.
Bir gün sonra 17 Aralık’ta Türkiye yolsuzluk skandalıyla çalkalanmış ve sızdırılan ses kayıtları Erdoğan ailesinin ihaleler karşılığında rüşvet aldığı iddialarına sebep olmuştu.
Polis operasyonlarda 50’den fazla kişiyi tutuklamış, skandala adı karışan bakanlar kabineden gönderilmişti.
Sızdırılan ses kayıtları arasında Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal arasında geçen ve Sıtkı Ayan’ı konu ettiği iddia edilen bir görüşme de vardı. Çoğu kişi bu görüşmenin Ayan’ın aldığı teşvikle ve İran boru hattı projesiyle ilgili olduğunu düşünmüştü.
"Dün Sıtkı Bey geldi ... ve doğru şekilde transfer işlemini yapamadığını söyledi," diyordu Bilal Erdoğan. "Bir 10 [milyon dolar] falan olduğunu... onu istediğimiz zaman verebileceğini [söyledi]."
Baba Erdoğan "Hayır alma," diye cevap verdi. "Kendisi bize ne söz verdiyse onu getirecekse getirsin, yoksa gerek yok. Başkaları getiriyor da o niye getirmiyor, laf mı?... Kucağımıza düşecekler, merak etme."
Erdoğan ses kayıtlarının montaj olduğunu beyan etmiş, Sıtkı Ayan da İran projeleri için kimseye rüşvet vermediğini söylemişti.
Erdoğan’la Ayan’ın ilişkileri ses kayıtlarının sızmasından sonra hiç yara almadan devam etti. Hatta işler daha da iyiye gidecekti.
Cumhurbaşkanı seçildikten üç ay sonra Erdoğan, Türkmenistan’a resmi ziyaret gerçekleştirdi ve Türkmenistan başkanı Berdimuhamedov’la buluştu. Ziyaret sırasında devlet başkanları arasında bir de işbirliği protokolü imzalandı. Protokol, Türkmengaz ve Atagas Dogalgaz Ticaret A.Ş arasındaki doğalgaz alım-satımını kapsıyordu.
Bu anlaşma sayesinde Ayan, Arif ailesi ve Çalık Holding servetlerine servet katmış oluyordu.
Sızdırılan veriler içinde bulunan Nisan 2015 tarihli bir sözleşmeye göre Sıtkı Ayan, Atagas’da bulunan hisselerinin yarısını Arif ailesine ait ASTÜ Dogalgaz Enerji’ye devretti. Tevfik Arif’in damadı Azeri vatandaşı Elçin Beridze ise Atagas’ın yönetim kuruluna atandı.
Arifler’in hırsı ve bağlantıları aileyi en nihayetinde Türkiye’deki en kârlı işlere dahil etmeyi başarmıştı.
Aylar sonra, bu yazı dizisinde adı geçen hemen hemen herkes Tevfik Arif’in oğlu Arif Arif’in Fransa’daki düğününde biraraya geldi. Davetiye listesi; politikacılar, diplomatlar, oligarklar, eski devlet başkanları, bilinen mafya üyeleri ve eski hükümlülerden oluşuyor. Arifler’in planladığı bu lüks düğün yalnızca oğullarının evliliğini değil aynı zamanda son 25 yıldır edindikleri üst düzey dostlukları ve hırsla katladıkları servetlerini ve güçlerini de kutlamak içindi.
Başlık fotoğrafı: Erdoğan ve Arif Arif, Ukrayna 2012. (EIC Network)