Budapeşte

“Kamu yararı için harekete geçmiş bir vatandaşım”

Football Leaks’in ve sızan milyonlarca belgenin kaynağı olduğunu açıklayan ve şu anda ev hapsinde bulunan “John” lakaplı Rui Pinto, futbol sevgisinden ve hayatından bahsederken karşılaştığı suçlamalara da yanıt verdi.

By Der Spiegel, EIC Network
01 February 2019

Geçtiğimiz haftadan beri Budapeşte’de ev hapsinde olan Rui Pinto, European Investigative Collaborations (EIC) konsorsiyumunun gazetecilerine özel bir röportaj verdi. John takma adını kullanarak futbol dünyasını sarsan belgeler sızdıran Pinto, 16 Ocak’ta hakkında çıkarılan Avrupa çapındaki tutuklama emrine istinaden gözaltına alınmıştı.

Pinto, geçtiğimiz üç yıl boyunca Der Spiegel ve The Black Sea’nin de parçası olduğu EIC gazetecilik konsorsiyumuyla 70 milyondan fazla belge paylaştı.

Bu belgelerden çıkan bilgiler Football Leaks ve Malta Files gibi araştırmacı gazetecilik projelerinin kaynağı oldu. Football Leaks, profesyonel futbol dünyasındaki kanunsuz faaliyetleri ifşa etmiş, bir çok Avrupa ülkesinde bir dizi soruşturmanın başlamasına sebep olmuştu. Malta Files ise AB üyesi Malta’nın vergi kaçırmak için nasıl kullanıldığını ortaya çıkarmıştı. İki projede de Türkiye’yle de ilgili oldukça çarpıcı haberler yayınlanmıştı.

Hacker değil kanunsuzluğu ifşa eden bir “whistleblower” olduğunu söyleyen Rui Pinto’nun önünde zorlu bir dava süreci var. Avukatları genç Portekizlinin bilgi gizliliğinin ihlali ve şantaja teşebbüsle suçlandığı ülkesine iadesini engellemeye çalışıyor.

"Kendimi bir hacker olarak görmüyorum"

Rui_Pinto_Maria Feck / Der Spiegel-28.jpg

Pinto, Budapeşte'deki evinde. Fotoğraf: Maria Feck - Der Spiegel

Rui Pinto, siz bir hacker mısınız?

Kendimi bir hacker olarak görmüyorum, kamu yararı için harekete geçmiş bir vatandaşım. Tek amacım futbol dünyasını etkileyen yasa dışı faaliyetleri açığa çıkarmaktı.

Bazıları son derece hassas bilgiler içeren 70 milyondan fazla gizli belgeyi futbol endüstrisinden ne şekilde ele geçirdiğinizi söyleyebilir misiniz?

Ben futbol endüstrisi hakkında bilgiler açığa çıkaran ve kendiliğinden gelişen bir hareket başlattım. Yani tek başıma değilim. Harekete zamanla yeni kaynaklar eklendi, bu kaynaklar kendi bulgularını benimle paylaştılar. Böylece veritabanı büyüdü. Bu, benimle aynı kaygıları taşıyan birçok başka insanın da olduğunu gösteriyor.

Lizbon Başsavcılığı’nın hakkınızda çıkardığı ve geçen hafta yakalanmanıza sebep olan Avrupa çapındaki tutuklama emri, bilişim suçu işlediğinizi temel alıyor. Suçlama, 2015 yılında Sporting Lisbon kulübünün gizli e-postalarının yayınlanmasını içeriyor. Bu konu hakkında ne diyeceksiniz?

Zamanı gelince mahkemenin önünde her şeyi açıklamaya hazırım, ancak bu tarif edilen suçu reddediyorum.

Ayrıca içeriden sızdırdığınız bilgileri kullanarak 2015 sonbaharında Doyen Sports şirketine şantaj yapmaya kalkışmakla da suçlanıyorsunuz.

Doyen ile irtibat kurmamın tek sebebi, açığa çıkan bilgileri yok etmem karşılığında bana ödemeye hazır oldukları paranın miktarından yola çıkarak şirket faaliyetlerinin ne derece kanunsuz olduğunu kestirebilmekti.

Bu bir oyundan ziyade kulağa şantaj gibi geliyor.

Hayır. Verilerin değerini öğrenmek, bu belgelerin ve bilgilerin Doyen için ne kadar önemli olduğunu görmek istedim. Doyen’in susmam için kaç para ödemeye razı olduğunu öğrenirsem, verilerin önemini de öğrenmiş olurum diye düşündüm. Parayı almak istemiyordum. Sadece Doyen’i ifşa etmek istedim.

Sizin adınıza bir anlaşma ayarlaması için bir avukat bile tutmuşsunuz. Doyen’in şirket müdürüyle buluşmuş.

Evet, doğru. Avukatıma ne teklif edeceklerini görmek istedim. Avukatım pazarlık yaparken ben belgeleri okumaya devam ettim. Bir yandan da kendime şunu dedim: Eğer şu anda beni satın almalarına müsaade edersem, onlardan bir farkım kalmaz. Böylece Doyen’e yazıp paralarını istemediğimi söyledim. Karşı koydum. Bir kuruş bile ödenmedi. Yaptığım şey çok safçaydı. Şimdi geriye dönüp bakınca pişmanlık duyuyorum. Ama tekrar ediyorum, ceza gerektiren bir suç işlemiş olduğum iddiasını reddediyorum.

Portekizli yetkililer, FC Porto’ya ezeli rakibi Benfica Lisbon’u suçlayıcı e-postalar verdiğinizden şüphelendiklerini söylediler. Bu e-postaların yayınlanması Portekiz’i karıştırdı ve Benfica’yı bir krizin içine soktu. Bu olayla bir ilginiz var mı?

Kamu yetkilileri tarafından yapılmış ve Benfica skandalı ile benim aramda bir bağ kuran herhangi bir açıklama okumuş değilim. Benfica haberini geçtiğimiz sonbaharda bir dergi yayınladı. Bütün hayatım değişti. Ülkenin her yerinde kapak sayfalarında fotoğrafım vardı. Facebook hesabım, e-posta hesabım ölüm tehditleriyle doldu taştı.

Futbol endüstrisindeki suç faaliyetleri konusunda bildiklerinizi kullanarak hiç para kazandınız mı?

Portekiz’de böyle dedikodular olduğunu biliyorum. Size net bir cevap vereceğim: Hayır, asla.

Verilerinizi satmanız için teklifler aldınız mı?

Birçok kere. Hatta bir keresinde yarım milyon avrodan fazlasını teklif eden isimsiz bir e-posta aldım. Bütün teklifleri geri çevirdim çünkü amacım hiçbir zaman para kazanmak değildi, amacım halkın çıkarlarını gözetmekti.

2015’te Doyen ile sizin adınıza pazarlık eden avukat, daha öncesinde de Cayman Adaları’ndaki Caledonian Bank ile olan anlaşmazlık konusunda sizi temsil etmiş. Portekiz medyası bu bankadan 300 bin Amerikan doları çaldığınız yönünde haberler yaptı. Bu doğru mu?

Sonuç olarak bu bankadan hiç para almadım. Para çalmakla ilgisi yoktu, gerçek hikâye böyle değil.

Gerçek hikâye nedir peki?

Detaylar hakkında konuşma iznim yok çünkü bankayla bir gizlilik anlaşması imzaladım. Kesin olan şey şu: Suç işlemiş olsaydım banka beni mahkemeye verirdi. Olay asla mahkemeye taşınmadı; Portekiz’de de, dünyanın herhangi bir yerinde de sabıka kaydım yok.

Caledonian Bank’a neden kafa tuttunuz?

O dönem Portekiz bankaları iflas ediyordu, insanlar bir günde bütün geçim kaynaklarını kaybediyorlardı. Bir yandan da her gün biraz daha fazla para Avrupa’dan çıkıp gidiyordu. Bir terslik olduğunun herkes farkındaydı. Daha yakından bakmak, offshore sistemini anlamak istedim.

Neler buldunuz?

Yüksek meblağlarda paranın ülkeden çıkarılıp Seyşeller ve Britanya Virjin Adaları gibi ülkelerdeki hesaplara taşınması işinin klasik örnekleriyle karşılaştım. Araştırmaya devam ettikçe adaletsizlik karşısındaki rahatsızlığım arttı.

Vergi müfettişleri bu tür bilgileri bir hayli ilgi çekici bulabilir.

Biliyorum. Bu yüzden verileri elimde tuttum. Bu veriler, Panama Papers gibi bir potansiyele sahip. Cayman Adaları’nın para aklama ve vergi kaçırma için sistematik bir şekilde kullanıldığını gösteriyorlar.

Bu verilere ne olacak?

Bu verileri yetkililerle paylaşmak istiyorum. Belgeler vergi yolsuzluğuna paravan kişileri, bankacıları, yardım ve yataklık edenleri açık ve net olarak ortaya çıkarıyor.

Rui_Pinto_Maria Feck / Der Spiegel-100.jpg

Pinto (sol), EIC konsorsiyumu gazetecileriyle. Fotoğraf: Maria Feck - Der Spiegel

Football Leaks karşıtları, belgelerinizin kullanılmaması gerektiğini çünkü yasal olmayan yollarla ele geçirilmiş olduklarını iddia ediyor.

Verilerle oynanmış olduğunu, verilerin sahte ya da çarpıtılmış olduklarını iddia eden başkaları da var. Bu sebeplerle mahkemeye kanıt olarak sunulamayacaklarını söylüyorlar. Bunların saçmalık olduğunu düşünüyorum. Belgeler gerçek. Önemli olan şey de bu. Gerçek olmaları ve içerikleri.

Verileri toplarken aklınızda belirli bir plan var mıydı?

Çarpık futbol ilişkilerinde başrollerde kimlerin olduğunu araştırdım, hangi menajerlerin ve danışmanların hileli anlaşmalarda daha sık yer aldığına baktım. O anlaşmaları açığa çıkarmak istedim.

Football Leaks araştırmasının başlangıcında elinizde Cristiano Ronaldo ile ilgili çok sayıda belge vardı. Neden Ronaldo?

Bir kere Ronaldo benim en sevdiğim oyuncu, tarihteki en mükemmel futbolcu olduğunu düşünüyorum. Fakat saha dışı davranışlarının tamamen farklı şekilde, ceza hukuku kapsamında değerlendirilmesi gerekiyor. Elimdeki verilerin bu anlamda faydası var, faydalı olduğunu da gördük. En sevdiğimiz oyuncular ya da tuttuğumuz takımlar etkilenecek mi etkilenmeyecek mi diye düşünmem. Football Leaks, bu bilgi sızıntılarının tamamen önyargısız şekilde yapıldığını gösteriyor.

Yasa dışı bir şey yapıyor olduğunuzu hissettiğiniz oldu mu?

Hayır, bugüne kadar hiç olmadı. Yıllar içerisinde Avrupa Parlamentosu, Avrupa medyası ve bir çok yetkili sızdırdıklarımı inceledi. Yaptığım şeyin doğru olduğuna eminim.

2015 sonbaharında Football Leaks web sitesini açma fikri nereden çıktı?

Çocukluğumdan beri futbolsever biri oldum, Bosman Kararları* ile aynı dönemde futbolun tamamen yanlış yöne doğru geliştiğini fark ettim. En iyi genç oyuncular, en tepedeki takımlara gidiyordu; oyun, bu en tepedeki takımların lehine şekil değiştiriyordu. Esas tetikleyen şey, 2015’teki FIFA skandalı oldu. Uluslararası Federasyon’daki bütün o tutuklamalar yaşanırken, Portekiz içindeki bir takım transferlerde de usulsüzlükler fark ettim. Piyasaya gittikçe daha çok sayıda yatırımcı üşüşüyordu. Ben de veri toplamaya başladım.

*e.n: Bosman Kararları, 1995 tarihli Avrupa Adalet Divanı kararına göre Avrupa Birliği içinde işçilerin serbestçe dolaşımı güvence altına alınmıştır. AB üyesi ülkelerin ulusal liglerinde, AB ülkesi vatandaşı olması şartıyla, yabancı oyuncu sınırlaması kaldırılmıştır. Oyuncuların anlaşma süreleri dolduğunda, bonservis bedeli olmaksızın istedikleri kulübe geçebilmelerinin önü açılmıştır. Futbol, bir ekonomik sektör olarak değerlendirilmiştir, serbest dolaşım ilkesi kapsamında sporculara işçi hakları verilmiştir.

Teknik konulardaki uzmanlığınız nereden geliyor? Bilgisayar bilimleri eğitimi aldınız mı?

Almadım.

Verileri nasıl doğruladınız?

Okudum. Çok okudum. Her gün belgeleri açıp okuyarak saatler harcadım, analiz ettim. Okudukça yaşadığım şok da büyüdü.

Neyin şoku?

Belgelerin büyük kısmı offshore şirketlerin ne şekilde kurulduğunu gösteriyordu, spor menajerlerinin paravan kişilerin arkasına nasıl saklandığını, büyük ölçekli vergi kaçakçılığının nasıl yapıldığını. İşler yolundaydı; vergi cennetlerindeki hesaplar parayla doluyordu.

Polisin sizi bulması neden bu kadar uzun sürdü?

İyi bir soru. Bunca zamandır burada, Budapeşte’de bir dairem vardı. Tamamen normal bir hayat sürdüm burada.

Görüşmelerimiz sırasında bize her iki günde bir yer değiştirdiğinizi söylemiştiniz.

Çok sık seyahat ediyordum, doğru. Ama kendi kimlik belgemle seyahat ettim. Gizlenmiyordum.

Budapeşte’de nasıl ve nerede tutuklandınız?

16 Ocak akşamıydı. Babam ve üvey annem beni ziyarete gelmişlerdi. Babamla marketten dönüyorduk. Evimin olduğu sokağa döndüğümüz sırada iki sivil polis yanımıza yaklaştı. Kimliğimi kontrol ettiler, ceplerimi ve sırt çantamı boşaltmamı istediler. Sonra da bana Avrupa çapındaki tutuklama emrini gösterdiler, her şey Macarcaydı, beni kelepçelediler.

Macar polisi dairenizdeki herhangi bir şeye el koydu mu?

Bilgisayarım, yaklaşık on tane sabit disk sürücüsü, üç cep telefonu ve birkaç başka elektronik alet.

Bunlardaki veriler, suç faaliyetlerini anlatmaları dolayısıyla halkı ilgilendiren veriler mi?

Evet, kesinlikle.

Sabit disk sürücüleri şifrelenmiş vaziyette miydi?

Buna cevap vermek istemiyorum.

Ne büyüklükte bir veri yığınından bahsediyoruz?

On terabayt. Bunun altı terabaytını henüz kimseye aktarmadım.

Ne olacağını umuyorsunuz?

Avrupa çapında savcılıkların bir araya gelmelerini, Macar ve Portekizli yetkililere elimdeki bilgilerin kamu yararı gözettiğini açıklamalarını ümit ediyorum. Kendi soruşturmaları için, whistleblower olmaktan çok daha önemli suçların peşinde koşmak için bu belgelere ihtiyaç duyduklarını söylemelerini bekliyorum.

Hangi Avrupalı yetkililerle temas halindesiniz?

Birçoğuyla. Avukatım William Bourdon’un İsviçreli ve Belçikalı savcılarla irtibat halinde olduğunu biliyorum. Ama ben şu ana kadar sadece Fransız yetkililerle buluştum.

Geçen sene Fransız yetkililere kimliğinizi açıklamış mıydınız?

Evet. Onlara John olduğumu söyledim.

Fransız yetkililere belge teslim ettiniz mi yoksa ilgili belgeler Macar polisinin el koyduğu materyaller arasında mıydı?

Söyleyebileceğim tek şey işbirliği halinde olduğumuz.

Amerikalı bir kadın tarafından tecavüzle suçlanan ve bu suçlamayı reddeden Cristiano Ronaldo hakkındaki soruşturma ile ilginiz nedir?

Bir soruşturma yürütüldüğünün farkındayım, ancak hakkında yorum yapmak istemiyorum.

Amerikalı yetkililer mi size ulaştı?

Evet.

Onlarla belge paylaştınız mı?

Sürmekte olan bir soruşturma, gerçekten yorum yapmak istemiyorum.

2016’da ilk büyük Football Leaks ile açığa çıkan bilgiler sonrasında yetkililer sizinle temas kurmuş muydu?

Vergi müfettişlerinden birkaç e-posta almıştım, biri Münih-Almanya’dandı.

Football Leaks’ten sonra herhangi bir kurum sizinle temas kurmaya çalıştı mı?

Ne FIFA, ne de UEFA temas kurmaya çalışmadı. Bu, çok sinir bozucu. John adıyla verdiğim röportajlarda tekrar tekrar ifade ettim, bir işaret verilirse gerçekleri ortaya çıkarmak adına belgeleri aktaracağımı açıkça söyledim. Tek bir işaret bile gelmedi.

Neden ülkenize iade edilmemek için direniyorsunuz?

Portekiz’de adil yargılanmayacağıma neredeyse eminim. Portekiz yargısı tamamen bağımsız değil; bir çok gizli kapaklı menfaat ilişkisiyle mücadele etmeniz gerekiyor. Tabii ki işini ciddiyetle yapan savcılar ve hakimler de var. Ama futbol mafyası her yere sızmış durumda. Kimsenin onlara bulaşamayacağına dair bir mesaj vermek istiyorlar.

Portekiz’de hapis cezasından mı korkuyorsunuz?

Benfica Lisbon taraftarlarından gelenler başta olmak üzere saldırılara hedef olduğum için endişeliyim. Geçen sonbahardan bu yana Facebook üzerinden kitlesel ölçekte ölüm tehditleri alıyorum. Fransız yetkililerle buluştuğumda onlara bu tehditleri de gösterdim. Tehditlerin kesinlikle ciddiye alınması gerektiğini söylediler. Portekiz’de, özellikle de Lizbon’da bir cezaevine girdiğim takdirde oradan canlı çıkamayacağımdan korkuyorum.


Başlık fotoğrafı: Maria Feck - Der Spiegel

Return to stories


Follow us