Jorge Mendes’e uluslararası vergi soruşturması

Portekizlilerin başını çektiği İspanyol, İrlandalı, İngiliz, Hollandalı vergi müfettişlerinden oluşan bir ekibin, ünlü menajer Jorge Mendes’in iş ilişkilerini araştırdığı ortaya çıktı. Mendes’in temsil ettiği 34 oyuncu ve iki antrenörle ilişkili ödemeleri ve sözleşmeleri kontrol eden mali ekip, menajerin ödenmemiş vergilerinin peşinde.

By Micael Pereira (Expresso), Miguel Prado (Expresso)
13 November 2018

Stadyumlarda, evinizin rahat koltuklarında ya da bar taburelerinde maç izlerken futbol dünyasının samimi ve ışıltılı bir havası var. Fakat perde arkasında, otel odalarında ve özel jetlerde, dünyanın bu en sevilen sporunun dürüstlüğüne gölge düşüren gizli toplantılar yapılmaya devam ediliyor.

Birçokları, her gün biraz daha gelişen bu endüstri sayesinde servetlerine servet katıyor. Anlaşmalara aracılık eden isimler de bu zenginleşen kesime dâhil. Böylesine bir para akışı söz konusuyken vergi kurumlarının gözlerini aracılık işinin en büyük ismine çevirmeleri şaşırtıcı değil: en başarılı futbol menajerlerinden biri, 52 yaşındaki Portekizli iş adamı Jorge Mendes.

Portekizli yetkililer bir yıldan uzun süredir Mendes’in vergi işlerini masaya yatıran geniş çaplı bir soruşturma yürüttüğü ortaya çıktı. Portekiz Vergi ve Gümrük Müdürlüğü’ne bağlı seçkin bir birim olan Yolsuzlukla Mücadele ve Özel Önlemler Müdürlüğü (DSIFAE) müfettişlerinin yanı sıra İspanya, İrlanda, İngiltere ve Hollanda’dan ekipler de bu soruşturmanın ortakları.

Soruşturmanın amacı, Jorge Mendes’in hem yaşadığı ülke olan Portekiz’de, hem de şirketlerinin ve birlikte çalıştığı spor kulüplerinin bulunduğu Avrupa Birliği ülkelerinde yaptığı milyonlarca avroluk anlaşmalardan doğan vergi yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini anlamak.

Der Spiegel’in European Investigative Collaborations (EIC) konsorsiyumu ile paylaştığı Football Leaks belgelerinde, DSIFAE’nin Ağustos 2017’de İspanya, İngiltere, Hollanda ve Güney Kıbrıs’taki yetkililere Mendes’in finansal hareketlerine odaklanacak bir Çok Uluslu Kontrol (MLC) operasyonuna dair işbirliği talebi gönderdiği görülüyor. Bahsi geçen ülkeler işbirliğine olumlu yanıt verirken Güney Kıbrıs Cumhuriyeti, sadece bilgi taleplerine cevap vermeyi tercih ettiklerini açıklayarak bu daveti reddetmiş.

DSIFAE’nin Transfermarkt internet sitesinde yayınlanan bilgilere dayanarak yaptığı hesaplamaya göre, Mendes 2015-2016 yılları arasında temsil ettiği oyuncuların bonservis ve maaş toplamı 1.3 milyar avronun üzerinde. Portekizli menajerin oyuncuları için en kârlı pazarlar İspanya (463 milyon avro), Portekiz (308 milyon avro) ve İngiltere (233 milyon avro) olmuş.

İki yıllık bu süre içinde Mendes’in oyuncularına yaptıkları yüksek ödemelerle öne çıkan başka kulüpler de var: Benfica (225 milyon avro), Valencia (203 milyon avro), Atletico Madrid (182 milyon avro), Monaco (147 milyon avro) ve Manchester United (143 milyon avro). Futbol endüstrisinde aracıların %10 komisyon ücreti alması yaygın bir durum. Buna göre müfettişler Mendes’in bu iki yıl için 100 milyon avro civarında kazancı olduğu öngörüsünde bulunuyorlar.

Kâr yok, sadece maaş var

Çok uluslu bir soruşturma başlatma kararı, Portekizli vergi yetkililerinin 2017’nin ilk yarısında yaptıkları bir analizin sonuçlarına dayanıyor. Müfettişler, Jorge Mendes’in yıllardır vergi beyanlarında ısrarla şirketlerinden sadece maaş aldığını, kesinlikle kâr payı almadığını belirttiğini ortaya çıkarıyorlar.

Portekizli yetkililerin diğer ülkelere yolladıkları ortak soruşturma teklifinde ise EIC konsorsiyumunun Aralık 2016’da yayınladığı ilk Football Leaks haberleri sonucu patlak veren skandal ve Mendes’in skandalın tam göbeğinde yer alması hatırlatılıyor.

EIC’nin haberlerinin, Mendes’in temsil ettiği isimlerden Cristiano Ronaldo, José Mourinho, Radamel Falcao, James Rodriguez, Fábio Coentrão ve Pepe’nin “imaj hakları gelirleri konusunda, bahsi geçen iş adamının Dublin İrlanda’da bulunan şirketlerinin aracılığı ile vergi yolsuzluğuna karıştıklarını” açığa çıkardığını yazıyor Portekizli vergi müfettişleri.

Mendes’e ait biri Portekiz’de, diğeri ona bağlı olarak İrlanda’da bulunan iki Gestifute şirketi var; her ikisi de oyuncu temsilciliği ve aracılık işleri yürütüyor. Bu durum, menajerin yaptığı anlaşmalardan doğan vergilerin Portekiz’de düzgün şekilde ödenip ödenmediği konusunda şüpheler doğurmuş.

Portekizli vergi müfettişleri Avrupalı meslektaşlarına, İspanya’da ve İngiltere’de sonuçlandırılmış ve Portekiz’deki Gestifute’nin hiç karışmadığı anlaşmalardan bahsediyor. MLC ortak soruşturması teklif metninde “Bu anlaşmaların İrlanda Gestifute’si ya da henüz varlığından haberdar olmadığımız başka şirketler üzerinden beyan edilip edilmediğini merak ediyoruz,” diye soruluyor.

Bu iki Gestifute şirketi kanalıyla kazandığı transfer komisyonlarının yanı sıra Mendes, 2005’te İrlanda’da kurulmuş Polaris Sports adlı üçüncü bir şirket üzerinden de oyuncularının ve antrenörlerinin imaj haklarını yöneterek kazanç sağlıyor.

Menajer 2008 yılında ise Porto’da Start SGPS adında bir holding kuruyor, diğer üç şirketteki hisselerini buraya yığıyor. 2012’den itibaren Start SGPS’nin sahibi olarak yeni kurulmuş bir Hollanda şirketi olan Start BV -daha sonra Start SE olarak isim değiştirdi- görülüyor; bu yeni şirket de tamamen Jorge Mendes tarafından kontrol ediliyor.

Gestifute SA, Gestifute International ve Polaris Sports şirketlerinin hesap dökümlerine göre en azından 2015’e kadar bu şirketler bulundukları ülkelerde -Portekiz ve İrlanda- kurumlar vergisi ödemiş ve ana şirketlerine kâr payı dağıtmış. Kendine bağlı şirketlerin kurulu oldukları ülkelerde vergi ödüyor olması Hollanda’daki ana holding şirketi vergiden muaf hale getiriyor.

2015’te Portekiz’deki Start SGPS, Hollanda’daki ana şirket Start BV’ye 8.8 milyon avro kâr payı ödemesi yapmış. Ancak Start BV’nin, şirketin sahibi Jorge Mendes’e kârdan tek kuruş ödememiş olmasını vergi yetkilileri tuhaf buluyorlar. Portekizli yetkililer diğer Avrupalı meslektaşlarına “Şirketin sadece yüzü olmakla kalmayıp aynı zamanda en tepedeki isim olan Jorge Mendes’in bu milyonlarca avroluk kârdan en çok faydalanan kişi olması beklenirdi,” diye yazıyorlar.

Vergi kanunlarına göre bir şirket, kurumsal vergisini ödedikten sonra hissedarlarına kâr payı dağıttığında iki durum ortaya çıkıyor: eğer kâr payını alan yine bir şirket ise, daha fazla vergi ödemiyor; ama eğer ödeme bir şirkete değil de Mendes gibi bir gerçek kişiye yapıldıysa, bu para kişinin elde ettiği gelir olarak kabul ediliyor ve Portekiz kanunlarına göre %28 vergiye tabi.

Jorge Mendes’in kâr payı almıyor oluşu Portekizli vergi yetkililerinin dikkatini çekiyor ve 2014 yılında Start SGPS şirketinin hesaplarını denetlemeye başlıyorlar. Denetleme sonucunda Portekiz Devleti, Mendes’in kişisel geliri olduğunu tespit ettiği kazanç üzerinden geriye yönelik 5.3 milyon avro vergi borcu çıkarıyor. Mendes’in avukatlarını cezaya itirazı sonucu yargıya taşınan bu süreç hala devam etmekte.

İki antrenör ve 34 oyuncu mercek altında

Kasım 2017’de Lizbon’da, soruşturmaya dâhil olan beş ülkeden 14 müfettişin katıldığı ve iki gün süren bir toplantı düzenlendi. Bir plan oluşturuldu. Mendes’in aracı olarak dâhil olduğu tüm faaliyetler ortaya döküldükten sonra Gestifute şirketleri ve Mendes’in sahibi olduğu herhangi başka kuruluşlar üzerinden bu faaliyetler ile ilişkili yapılmış ticari işlemler belirlenecek ve incelenecekti.

2014-2016 arasında imzalanmış ve ödemesi alınmış toplam 59 faaliyet tespit edildi; faaliyetler, Cristiano Ronaldo’nun Real Madrid’le sözleşmesinin yenilenmesi de dahil olmak üzere 34 futbolcunun transferlerini, avanslarını, iş sözleşmelerini ve sözleşme yenilemelerini içeriyordu. Tüm oyuncular Mendes tarafından temsil ediliyordu.

Araştırmanın sınırları Jorge Mendes’in şirketlerinin ötesine, Portekiz’deki sigorta şirketi Fidelidade ve BCP Bankası’nın hissedarlarından Çinli grup Fosun’u da içine alacak şekilde genişletildi. Fosun 2015 yılında Start SGPS’nin %15’ini satın almıştı. Müfettişler Fosun’un İngiltere’deki iki şirketi Champion Start UK Limited ve Foyo Culture & Entertainment UK Limited’in Mendes ile yaptığı anlaşmaları da incelemeye başladı.

Yetkililerin incelediği 59 ticari faaliyet, toplamda 15 kulüp ile yapılmış. İngiltere’de: Manchester United, Manchester City, Chelsea, Swansea FC, FC Burnley, Bolton Wanderers, Norwich ve Wolverhampton Wanderers. İspanya’da: Real Madrid, Barcelona,​ Atletico Madrid ve Valencia. Portekiz’de: Benfica, FC Porto ve Braga. Yapılmış olan en büyük anlaşmalar Martial’in Monaco’dan Manchester United’a 80 milyon avroluk, Di Maria’nın ise Manchester United’tan Paris Saint Germain’e 63 milyon avroluk transferleriydi.

Mendes hakkındaki bu çok uluslu soruşturma, Avrupa Komisyonu tarafından Fiscalis 2020 Programı dahilinde FMC 261 koduyla onaylandı; amaç “vergi yolsuzlukları, vergi kaçırma ve agresif vergi planlaması ile mücadeleyi destelemekti.” Soruşturmanın 30 Haziran 2019’dan önce bitmesi bekleniyor.

EIC’nin elindeki yeni belgelere göre, Mart 2018’de Portekizli müfettişler hedeflerindeki 34 oyuncudan 20’sinin sözleşmelerinin kopyalarını elde etmiş durumdaydı; toplam meblağ 64 milyon avroydu ve işin içinde Portekiz’deki Gestifute SA vardı. Bu 20 sözleşme içinde Diego Costa, Eder, Eliaquim Mangala ve Jackson Martinez’in transferleri de bulunuyordu.

20 sözleşmenin 12’si SL Benfica, dördü FC Porto, üçü ise SC Braga ile yapılmış. Ayrıca Gestifute Portekiz’in, oyuncuların ekonomik haklarının bir kısmını elinde tuttuğu iki örnek de var: Şu anda Wolverhampton’da oynayan Diogo Jota ve Norwich City oyuncusu Nelson Oliveira. Mendes’in Portekiz firmasına Temmuz 2014-Ekim 2016 arasında 25 milyon avro para gelmiş, firma yine aynı dönemde 3.1 milyon avro ödeme yapmış; bu ödeme kalemlerinin en büyüğü Eliaquim Mangala’nın 2014’teki Porto’dan Manchester City’ye transferi için menajer Lucien D'Onofrio’ya verilen 2.3 milyon avro.

Bu yılın başlarında İrlandalı vergi soruşturma ekibi de Gestifute International, Polaris Sports ve Multisports & Image Management (MIM) Ltd şirketlerinin hesaplarını denetlemeye başladı. Multisports & Image Management (MIM) Ltd’in sahibi Andrew (Andy) Quinn hem Gestifute International, hem de Polaris Sports’un müdürü; aynı zamanda da Mendes’in vergi muhasebesi işlerini yürütüyor. Quinn müfettişlerle işbirliği yapmayı seçti.

Hollanda’da menajerin ana şirketi Start BV (sonradan adı Start SE olarak değişti) Ocak 2018’de denetlemeye girdi. Denetimin üç ay içinde tamamlanması bekleniyordu. İngiltere’de Manchester City talep edilen bütün belgeleri teslim etti; Manchester United ve Chelsea’nin Nisan ayı içinde, Wolverhampton Wanderers’ın ise Mayıs’ta belge teslimi yapacakları düşünülüyordu. İspanyol müfettişler ise daha yavaş hareket ediyor. Ama soruşturmanın önümüzdeki yazdan önce tamamlanması öngörülüyor.

Mendes: “Asla gelirimi saklamadım”

EIC gazetecilerinin sorularına Mendes şöyle cevap verdi: “[Bu sorular] karakterim, ciddiyetim ve bir vatandaş olarak davranışlarım konusunda haksız hükümler ve imalar barındırıyor; bu sorular önyargılı ve adil değil. Böyle sorular, aynı tercihlerde bulunmuş ya da benzer şirket modelleri kullanan Portekiz’deki diğer iş adamlarına ya da tanınmış kişilere sorulmuyor.”

Portekiz’de bir vergi mükellefi olarak üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirip getirmediği sorulduğunda, yerine getirdiğini söyledi: “Ben Portekiz’de vergi mükellefiyim, bu her zaman böyleydi. Başka ülkelerde elde ettiklerim de dâhil olmak üzere tüm gelirimi bu ülkede beyan ediyorum, ödemem gereken vergileri bu ülkede ödüyorum.”

Mendes, şirketlerinin uluslararası bir vergi soruşturmasından geçiyor olduğunun farkında olduğunu belirtirken şirketlerinin bu zamana kadar zaten “düzenli olarak teftiş edildiğini ve yetkililerce denetlendiğini, kendisinin de denetçilerle açık şekilde işbirliği yaptığını” ve asla bir suçlamayla karşı karşıya kalmadığını da ekledi.

“Sürekli denetlemelere maruz kalıyorum; tüm şirketlerim, faaliyetlerim ve gelirim Portekiz vergi kurumunca biliniyor. Ve bu denetlemeler hiçbir zaman kanunları çiğnediğim ya da gelirimi gizlediğim ya da vergi yükümlülüklerimi yerine getirmediğim gibi suçlamalarla sonuçlanmadı.”

Mendes, Start SGPS’nin 2010-2012 arasındaki vergi ödemeleri hakkında henüz karara bağlanmamış bir davanın sürdüğünü kabul etti ancak şöyle ekledi: “[bu davaya] konu olan meseleler, teknik meseleler ve bu yüzden uzman yargıçlar tarafından incelenip karara bağlanmalı; detaylarını medyayla paylaşmak mümkün değil.”

“Hollanda’da bir şirket kurulmasının sebebi vergi ile ilgili değildi, zira o ülkenin sağladığı ama Portekiz’in (ya da birçok başka Avrupa ülkesinin) sağlamadığı herhangi bir vergi avantajı söz konusu değil,” diye devam etti.

Mendes’in baş avukatı ve aynı zamanda Hollanda ana şirketinin de müdürü olan Carlos Osório de Castro, müvekkilinin “vergi yükümlülüklerini gayretle ve özenle yerine getiren örnek bir vatandaş” olduğunu ifade etti.

Portekiz vergi kurumu, vergi mükellefleri hakkında bilgi veremeyeceklerini belirterek yorum yapmayı reddettiler.


Proje ana sayfasına dön

Return to stories


Follow us