Türkiye

Mendes bağlantılı fonun Beşiktaş’taki transfer oyunları

Beşiktaş 2011 yılında Portekizli forvet Almeida’yı, Mendes bağlantılı Quality Football adlı fon şirketi aracılığıyla transfer etmişti. Altın fırsat olarak sunulan anlaşma birkaç yıl sonra kulübün daha da borca batmasına sebep oldu.

By Zeynep Şentek, Craig Shaw
16 November 2018

2010’un son günlerinde Beşiktaş başkanı Yıldırım Demirören bir spor programına katılmış ve Portekizli futbolcu Hugo Almeida’nın takıma geleceğini söylemişti. Bu transferi farklı kılan şey ise Beşiktaş’ın kasasından hiç bonservis ücreti çıkmamasıydı. Nakit ödemek yerine bir fon şirketiyle anlaşma yapılmıştı. Demirören televizyonda gururla şöyle açıklamıştı: “Doğrudur, Almeida’yı fonla aldık aldık. Beşiktaş öyle bir yıldız haline geldi ki Avrupa’da, bu fon denilen şirket bize geldi. ‘Yatırım amaçlı büyük takımlarla ortaklık yapıyorum. Türkiye’de sadece Beşiktaş’la da bunu yapmak istiyorum’ dediler.”

Programdan birkaç gün sonra, Ocak ayının başlarında Almeida, Demirören’in özel jetiyle İstanbul’a indi ve hemen imzalar atıldı. Portekizli oyuncuya ödenen yüksek maaşın yanında özel jet kiralama, sıfır kilometre iki araba gibi sıra dışı ekstralar da verilmişti.

Demirören’in altın fırsat olarak sunduğu fon kullanımı, sonunda Beşiktaş için mali bir kâbusa dönüşecekti. The Black Sea’nin Der Spiegel öncülüğünde European Investigative Collaborations (EIC) konsorsiyumuyla birlikte üzerinde çalıştığı Football Leaks belgeleri incelendiğinde, fonla imzalanan anlaşmanın maddelerinin ne kadar katı olduğu ve aslında hiç de kulübün yararına olmadığı ortaya çıkıyor. Bunun en bariz örneği, Almeida’nın üç yıllık sözleşmesi bittiğinde, kulübün transfer ücretinin tamamını yüksek faizle fona geri ödemek zorunda kalmış olması.

Belgeler aynı zamanda, Almeida’yı satın almak için kullanılan fonun yatırımcılarından birinin o sırada Fenerbahçe asbaşkanı olan Ali Koç olduğunu gösteriyor.

Fona bağlı bir diğer isim ise Almeida’nın menajeri Jorge Mendes. Mendes o dönemde Demirören’le yaptığı usulsüz anlaşmalarla Beşiktaş’a bir çok oyuncusunu transfer etmiş ve milyonlar kazanmıştı.

Mendes’in fonu ve yüzde 10 payı

Almeida Beşiktaş’a, menajer Mendes’in temsil ettiği yedi futbolcu ve bir teknik adamın kulübe transfer edildiği 2010-2011 yılları arasındaki “Portekiz rüzgârı” ile geldi.

“Portekiz rüzgârı”yla gelen tüm futbolculara olduğu gibi Almeida’ya da oldukça eli açık davranıldı. Oyuncu 2.5 milyon avro maaş alacaktı, yanında son model bir Porsche, özel jet kiralama, 11 bin avro kira yardımı, ikinci bir araba... Mendes için de kârlı bir transferdi, menajere 1.5 milyon avro komisyon ödendi.

Bu cömertliğin sebebi büyük ihtimalle kulübün Almeida’nın bonservisi için Werder Bremen’e ödemek üzere 2 milyon avro bulmak zorunda kalmamış olmasıydı. Onun yerine Demirören bir anlaşma yaptı: Beşiktaş önce Almeida’yı 2 milyon avroya transfer edecekti. Daha sonra üçüncü-şahıs yatırımı olarak geçen ve adı Quality Football Ireland Limited olan bir fonla sözleşme imzalayacak ve fon 2 milyona Almeida’nın “ekonomik haklarının” yüzde 45’ini satın alacaktı. Bu uygulamaya Üçüncü-Şahıs Yatırımı (TPO) deniyor ve buna göre eğer Beşiktaş oyuncuyu satarsa, alacağı transfer ücretinin yüzde 45’ini fona vermesi gerekiyor.

Anlaşmayla ilgili Demirören, “Beşiktaş ve Türk futbolu için önemli bir kapı açtık. Para vermeden oyuncu getirmek, para kazanarak satmak gibi” demişti.

Almeida anlaşması sonuçlanmadan kısa süre önce, 2010 yılının ortalarında, Man United ve Chelsea’nin eski yöneticisi Peter Kenyon ve menajer Jorge Mendes, Jersey adasında bir şirket kurdular: Quality Sports Investment (QSI). QSI’nın potansiyel yatırımcılarına yaptıkları sunumlar, şirketin hisselerinin yarısının Mendes’in şirketi Gestifute’nin, diğer yarısının ise dünyaca ünlü yetenek ve spor ajansı CAA Sports International’ın elinde olduğunu gösteriyor. Mendes ve Peter Kenyon aynı zamanda QSI’ın danışmanları olarak görünüyor.

QSI, ana fon olarak görev yapıyor ve bir grup küçük fonu kontrol ediyor. Yine Jersey’de şirket olarak kurulan bu küçük fonlar, yatırımcılardan topladıkları paraları QSI’ya iletiyor. QSI daha sonra bu parayı, Quality Football Ireland Limited (QFIL) gibi şirketlere futbolcuların ekonomik haklarını satın alabilmeleri için borç veriyor. Bu sayede her küçük fon, birkaç futbolcunun ekonomik haklarını elde etmiş oluyor.

Kenyon, Mendes ve QSI’ın, Almeida’nın haklarının yüzde 45’inin alınması için 23 Aralık 2010’da imzalanan Ekonomik Haklar Katılım Anlaşması’nın (ERPA) yazım ve imza sürecinde önemli bir rol oynadığı anlaşılıyor.

Anlaşmayı imzaladıktan sonra Demirören, “Almeida'nın bonservisi yüzde yüz Beşiktaş’tadır ama oyuncu satılırsa yüzde 55’ini kulüp alacak,” demişti.

Ama Demirören önemli bir ayrıntıyı atlamış gibi görünüyor. Football Leaks, başkanın Mendes’in şirketi Gestifute’yle imzaladığı ve Almeida’nın gelecekteki transfer ücretinin yüzde 10’unun bu şirkete ödeneceğini beyan eden bir anlaşmanın varlığını ortaya çıkarıyor.

Yani bu demek oluyor ki Mendes, Demirören’le zamanın FIFA ve TFF kurallarını çiğneyen usulsüz anlaşmalar imzalamakla kalmadı; aynı zamanda oyuncuyu alan fonla derin bir bağı da vardı, üstelik oyuncunun bizzat yüzde 10’una sahipti. Menfaat çatışması barındıran bu durumların hiçbiri kamuoyuna ya da yetkili birimlere bildirilmedi.

Belgelere göre Beşiktaş 2011 yılında, transferden dokuz ay sonra, oyuncunun yüzde 45 ekonomik hakkını QFIL fonundan geri almak için bir teklif verdi ve bu teklif mektubu Kenyon ve QSI’ya da gönderildi. Beşiktaş fonun ödediğinin üç katı ücret teklif ediyordu, tam 6 milyon avro. (Bu anlaşma gerçekleşmedi, sadece teklif olarak kaldı.)

Demirören’in tam anlamıyla açıklamadığı başka bir konu da Almeida eğer sözleşmesinin biteceği tarih olan 2014’ten önce başka bir kulübe satılmazsa ne olacağıydı. Bedavaya oyuncu aldığına sevinen Beşiktaş, futbol dünyasında bedava diye bir şey olmadığını birkaç sene sonra anlayacaktı.

Faiziyle geri ödenen bonservis

Beşiktaş’ın bu gizemli fonla olan ilişkisi eleştiri toplamıştı. Demirören ise yanıt olarak anlaşmanın faydalarından bahsetmiş ve fonun kulüpten habersiz hareket edemeyeceğini söylemişti. Sözleşmenin ayrıntıları ise tam tersi bir görüntü ortaya koyuyor. Anlaşmanın 9. maddesine göre Beşiktaş, oyuncunun sözleşmesinin bitmesini engellemek ile sorumlu. Yani oyuncu bonservisini eline almadan ve “free agent” konumuna gelmeden başka bir kulübe satılmak zorunda, aksi takdirde kendi istediği kulübe gidebilir ve bu durumda Beşiktaş transfer ücreti alamaz. Anlaşmaya göre, sözleşmenin bitmesini engelleyemezse “Kulüp, fona transfer ücretini yıllık yüzde 10 faiz ekleyerek geri ödemek zorundadır.”

Yapılan bu katı sözleşme, Demirören başkanlık koltuğunu bıraktığında yeni yönetimin uğraşmak zorunda kaldığı sorunlar yığınından sadece bir tanesiydi. 2014 geldiğinde Almeida’nın sözleşmesi bitmiş, kulüp ise 9. maddeye istinaden QFIL’den gelen 2.75 milyonluk borç ödeme talebiyle karşı karşıya kalmıştı.

Almeida için imzalanan Ekonomik Haklar Katılım Anlaşması’nı (ERPA) incelemeleri için danıştığımız iki avukat da sözleşmenin oldukça agresif ve katı olduğunda hemfikir. İngiltere’de bulunan Loughborough Üniversitesi’nde Spor Hukuku Profesörü olan Serhat Yılmaz, sözleşmenin “üçüncü-şahısların kulüplerin transfer politikası üzerinde ne derece etkisi olabileceğini açık bir şekilde gösterdiğini” söyledi.

Spor hukukçusu ve aynı zamanda ekonomik hak anlaşmaları üzerine Lozan Üniversitesi’nde doktorasını yazan Shervine Nafissi ise fonun kulübü, sözleşmesi bitmeden oyuncu satmaya zorlamasının “FIFA ve kanunlar tarafından korunan sözleşme istikrarlılığı prensibine bariz bir şekilde aykırı” olduğunu belirtti. Sözleşmenin tamamen QFIL’in lehine yazıldığını söyleyen Nafissi “[Fonun] kaybetmesi mümkün değil,” dedi.

Serhat Yılmaz da bu konuda meslektaşıyla hemfikir: “Bu sözleşmede [QFIL] açısından hiçbir risk yok.”

Hâlihazırda birçok mali sorunla boğuşan Beşiktaş, 15 Ekim 2014’te fonla bir uzlaşma sözleşmesi imzalayarak borcunun 2.6 milyon avrosunu ödemeyi taahhüt etti. Ödeme 14 taksit olarak yapılacaktı.

Almeida TPO agreement.png

2014'te QFIL ile Beşiktaş arasında Almeida'nın ERPA'sına istinaden imzalanan 2.6 milyon avroluk borç anlaşması. (The Black Sea - Football Leaks belgeleri)

Almeida’nın fon anlaşmasının başka bir maddesi ise Beşiktaş’a oyuncu için bir transfer teklifi gelirse, kulübün hemen fonu bilgilendirmesi gerektiğiyle ilgili. Fon, transfer teklifi üzerinde söz sahibi. Hatta eğer fon bir transfer teklifini kabul eder ama Beşiktaş etmezse, kulüp ceza olarak fona 4.5 milyon avro ödemek zorunda. Naffisi’ye göre bu tür maddeler “kulübü üçüncü-şahıslara yüksek ölçüde bağımlı hale getiriyor.”

“Bir teklif gelmesi halinde kulübün başına silah dayanmış oluyor: Ya teklifi kabul eder ve oyuncunu kaybedersin ya da teklifi reddedersin ama fona ödemek üzere milyonları gözden çıkarırsın.”

Serhat Yılmaz özellikle bu maddenin “delilik” olduğunu ve fonun kulübe bir nevi “Ya bizi dinlersin ya da daha fazla para ödersin” dediğini belirtti.

ERPA’ların ve Üçüncü-Şahıs Yatırımları’nın (TPO) futboldaki rolü, İngiltere Premier Ligi’ndeki bazı oyuncuların ekonomik haklarını vergi cennetlerinde kurulu ve sahipleri bilinmeyen fon şirketlerinin ellerinde tuttuğunun ortaya çıkmasıyla birlikte tartışılmaya başlamıştı. Almeida’nın Mendes’e bağlı fonla satın alınmasından da anlaşılabileceği üzere, TPO işlemleri bir yandan çok büyük menfaat çatışması riskleri taşıyordu.

FIFA, TPO’yu 2015 yılında yasakladı. Ama fonlara olan borçlar olduğu gibi duruyordu. 2016’ya gelindiğinde QFIL hâlâ Beşiktaş’tan Almeida anlaşmasından doğan alacağını toplamaya çalışıyor ve ödenmemiş 900 bin avro için İngiltere’de dava açmaya hazırlanıyordu. Gönderilen e-postalarda Peter Kenyon’un bu işlemleri yakından takip ettiği anlaşılıyor. Davanın sonucunun ne olduğuyla ilgili bir bilgi Football Leaks belgelerinde yok.

Gizli yatırımcı: Fener’in Koç’u

Tek menfaat çatışması Mendes’inki değildi. Almeida’yı satın almak için kullanılan para QSI’in yönettiği küçük fonların birinden geldi. Quality Sports II Investment (QS-II) adındaki bu fon şirketi yine Jersey’de kuruluydu. Yatırımcılarından topladığı parayı QSI’e aktarmış, oradan da QFIL’e giden parayla Almeida satın alınmıştı. Böylece Almeida’nın yüzde 45 ekonomik haklarının sahibi QSI-II olmuştu. Football Leaks belgelerinde bulunan bir dosyaya göre QSI-II’ye yatırımcı olmak için en az 250 bin avro gerekiyor ve karşılığında fon, yatırımcılarına yılda yüzde 10 kâr vadediyor.

QS-II’nin yatırımcı listesinde ilginç bir isim göze çarpıyor: listede yazıldığı haliyle “Yildirim Ali Koc”. Koç, fonun danışma kurulunda da yer alıyor. Ali Koç, ülkenin en büyük şirketlerinden Koç Holding’in Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Fona yatırımcı olduğu sırada ise Fenerbahçe yönetim kurulundaydı ve asbaşkanlık görevini yürütüyordu. Haziran 2018’den beri de kulübün başkanı.

QF investors.png

Ali Koç'un fonun yatırımcısı ve danışma kurulu üyesi olduğunu gösteren şirket yazışmasından kesit. (The Black Sea - Football Leaks belgeleri)

Fon yöneticilerinin yatırımcılara, fonun sahip olduğu futbolcular, performansları ve potansiyelleri hakkında düzenli olarak bilgi verdiğini gösteren onlarca e-posta ve belge bulunuyor. Dolayısıyla Ali Koç’un Almeida’nın ekonomik haklarına yatırım yaptığını bilmiyor olması oldukça küçük bir ihtimal. Beşiktaş, bu durumdan haberdar olup olmadığıyla ilgili sorularımızı yanıtsız bıraktı.

Ali Koç, konuyla ilgili sorularımıza yanıt vermedi.


Başlık fotoğrafı: Hugo Almeida, Eylül 2011 (Mustafa Özer/AFP/Getty Images/Guliver)

Return to stories


Follow us