Mesut Özil vergi kaçakçılığından yargılanmayı son anda atlattı

Alman milli takım oyuncusu Türk asıllı Mesut Özil’in İspanya’da vergi kurumlarınca bir buçuk yıl boyunca inceleme altına alındığı ve beyan etmediği gelir üzerinden milyonlarca avro geriye dönük vergi ödediği ortaya çıktı.  #FootballLeaks

By EIC 2016
02 December 2016

Tarih 23 Temmuz 2014. Mesut Özil, yaklaşık bir hafta önce biten Dünya Kupası’nın yorgunluğunu attığı Las Vegas’tan tatil fotoğraflarını hayranlarıyla paylaşıyordu.

Ancak kariyerinin doruk noktasına ulaştığı o günlerde bilmediği bir şey vardı. İspanyollar Özil’i mercek altına almışlardı ve ödemediği vergileri araştırıyorlardı. Özil’in hiçbir şeyden habersiz Las Vegas tatilinde olduğu gün, İspanyol vergi kurumu futbolcunun Real Madrid’te oynadığı sırada kazandığı milyonlarca avroyu incelemeye başlamıştı.

2011-2013 yılları arasında elde ettiği gelirle ilgili sorular sormaya başladılar. Bir buçuk yıldan fazla süre boyunca Özil’in Madrid, Londra ve Mülheim an der Rühr’deki avukatları ve vergi danışmanları, İspanyol vergi kurumu Agencia Tributaria’nın yürüttüğü soruşturmaya engel olmaya çalıştılar. Pek başarılı oldukları söylenemez. Bu yılın başında Agencia Tributaria, Özil’in ödemediği vergileri hemen yatırmasını istedi ve futbolcuya ceza kesti.

Özil yine de ucuz atlattı, mahkemeye çıkmak zorunda bırakılmaması büyük bir şans.

Vergi müfettişlerinin raporu ise oldukça acımasız. Rapora göre, Özil 2012 ve 2013 kazancını İspanyol devletine beyan etmemiş. “Bir vergi mükellefi olarak vergi ile ilgili sorumluluklarının farkında olması ya da en azından [ne yapması gerektiğini] bilmesi gerekiyordu,” diyor raporlardan biri. “Bu, mali konularda bilgisi az bile olsa tüm vergi mükelleflerinin farkında olduğu bir durumdur.” Rapor aynı zamanda “ciddi vergi ödeme ihlali” ve “ihlali gizleme”den de bahsediyor.

Mesut Özil’in 2010 yılında Werder Bremen’den Real Madrid’e transferi kariyerinin en parlak anlarından biriydi ve aynı zamanda futbolcuyu Avrupa’nın en çok kazanan sporcularından biri haline getirdi. Özil, 18 Ağustos 2010’da Real Madrid’le altı yıllık bir sözleşmeye imza attı. Yeni takımı sporcuya yıllık 8 milyon 776 bin avro ödemeyi kabul etti.

Bu transfer aynı zamanda Özil’in menajeri Reza Fazeli için de oldukça kârlıydı. Fazeli, futbolcusunun transferinin tamamlandığı gün Real Madrid’le başka bir sözleşme daha imzaladı. Sızdırılan Football Leaks belgelerinde bu sözleşmenin bir kopyası bulunuyor.

Sözleşmeye göre Real Madrid, menajere 15 Eylül 2010’a kadar 1.5 milyon avro ödemeyi taahüt ediyor. Klüp aynı zamanda Özil’in sözleşmesinin devam ettiği süre içinde Fazeli’ye yıllık 600bin avro ödemeyi de kabul ediyor. Yani bu sözleşmeyle Fazeli toplamda 4.5 milyon avro kazanmış oluyor. Bir kaç imza, biraz pazarlık ve ardından gelen 4.5 milyon avro.

Özil, 2013 yaz aylarında FC Arsenal tarafından Real Madrid’ten 50 milyon avroya transfer edildi. 2 Eylül’de sporcu, İngiliz Premier Lig takımı Arsenal’le sözleşme masasına oturdu. İmzaladığı iş sözleşmesinin Ek 2 kısmı para hakkında: 30 Haziran 2018’e kadar Mesut Özil’e 10.2 milyon avro maaş ve 6 milyon avro bonus verileceği belirtiliyor. Sözleşmeye göre Arsenal aynı zamanda Düsseldorf’ta bulunan Özil Marketing GmbH’a 2018’e kadar 1milyon 474bin avro vermeyi de kabul ediyor. Özil Marketing GmbH, sporcunun imaj haklarını yöneten şirket.

Bu ücret karşılığında Arsenal, Özil’i takımın pazarlama kampanyaları için kullanma hakkını elde etmiş oluyor. Özil’i marka yüzü yapmak isteyen ya da reklamlarında oynatmak isteyen herkes Özil Marketing GmbH’la anlaşma yapıp şirkete para ödemek zorunda.

Özil’in şirketinin en büyük müşterisi ise Adidas. 2013’te yapılan sözleşmeye göre Adidas 2020 yılına kadar Özil’in şirketine 16 milyon avro yatırmayı taahüt ediyor.

“Haysiyetimiz yerlere yapışacak”

Özil’in 2011-2013 yılları arasında kazandığı bu milyonlar ise İspanyol vergi müfettişleri için bir kara delik. Paranın nereden gelip nereye gittiğini anlamaya çalışıyorlar. Özil’in İspanyollara temin ettiği vergi dokümanlarının paranın kaynağını açıklamakta yetersiz kalması üzerine Agencia Tributaria yetkilileri, futbolcunun 5 Eylül 2014’te vergi dairesine gelip açıklama yapmasını istiyorlar.

Özil bu çağrıya uymuyor. Kendi vergi danışmanları da dahil olmak üzere kimse bu toplantıya katılmıyor. Toplantının yapılması gereken tarihten beş gün sonra müfettişlere e-posta atarak işi çözmeye çalışıyorlar. Böylece ilk büyük hatayı yapmış oluyorlar. Diğer büyük hata ise attıkları e-postalarda kadın müfettişe ‘sen’ diye hitap etmeleri oluyor. Bu küçük görünen ayrıntı ileride Özil’in başını çok ağrıtıyor.

Eylül sonunda vergi müfettişleri bu sefer Özil’le ilgili tüm bilgi ve belgeleri istiyor: Özil’in Real Madrid sözleşmesi, tüm ek ve yan sözleşmeler, imaj haklarıyla ilgili tüm sözleşmeler, tapular, tüm sahip olduğu servetin listeli hali, tüm banka hesap bilgileri, yatırımlarına dair belgeler ve Özil’in menajerine yapılmış ödemeler hakkında ayrıntılı bilgi.

Mesut Özil bunun üzerine iki muhasebe firmasını devreye sokuyor. İlki yıllardır futbolcunun vergi işlerine bakan Mülheim an der Rühr merkezli bir firma. Diğer ise bir çok sporcunun vergi işlemlerini yürüten Madrid merkezli Senn Ferrero. İspanyol muhasebeciler Madrid’teki müfettişlerle iletişim halinde olmakla sorumluydular. Almanlar ise istenen belgeleri toparlayacaktı.

Ancak sorun çözüleceğine ortalık daha da karışıyor. 30 Eylül 2014’te Senn Ferrero muhasebecisi İspanyol müfettişlerle görüşüyor ancak müfettişler belgeleri görme isteklerinden geri adım atmıyorlar. Almanlar ise istenen hiçbir belgeyi göndermiyor. Ertesi gün Senn Ferrero’dan Mülheim’a bir e-posta gidiyor: “Bu belgeleri göstermezsek [Mesut’a] büyük bir ceza verilecek.” Eğer İspanyolların sabrını sınanmaya devam ederlerse “tutumları çok daha baskıcı bir hale gelebilir ve cezai soruşturma açabilirler,” diye yazıyor muhasebeci.

Muhasebecinin kendi firmasına attığı e-posta ise daha net: “Durum hiç iç açıcı değil. Müfettiş belgelerin elimizde olmamasına çok şaşırdı. Almanya’daki ofis çok yavaş ve bence ne yapmaları gerektiği konusunda hiçbir fikirleri yok.” Önümüzdeki aylarda da durum bu şekilde devam ediyor. Almanlar sonunda istenilen belgelerin sadece bir kısmı gönderiyorlar, çeviriler yanlış, bilgiler eksik çıkıyor. “Bir dahaki sefere müfettişlerin önüne çıktığımızda haysiyetimiz yerlere yapışmış olacak,” diyor muhasebeci.

Menajere yapılan ödemeler

Vergi soruşturması başladıktan yaklaşık bir yıl sonra müfettişlerin asıl ilgilendikleri ödeme kalemleri de yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. Bunlardan biri, Özil’in o zamanki menajeri Reza Fazeli’nin Real Madrid’ten aldığı yıllık 600 bin avro. Vergi müfettişine göre, transferden menajerin alacağı paranın Real Madrid değil Özil tarafından ödenmesi gerekiyordu. Dolayısıyla Özil de menajerine ödediği meblağ üzerinden vergi ödemeliydi. Müfettişler bu ödenmeyen verginin yatırılmasını istediler. Çünkü Fazeli transfer sırasında Özil’i temsil ediyordu, Real Madrid’i değil. Bir anlaşma sırasında menajer iki tarafı birden temsil edemezdi. Real’le yaptığı sözleşmede Fezali imzasını Özil’inkinin yanına atmıştı, yani Özil’i temsil etmekle sorumluydu. Menajerin ödemesi Özil yerine Real Madrid tarafından yapıldığında bu Özil’e büyük bir vergi avantajı sağlamış oluyordu. Dolayısıyla müfettişler bu vergiyi istemekte kendilerini haklı görüyorlardı.

Aynı mantık, Özil’in Real Madrid’ten Arsenal’e transferi sırasındaki menajeri Erkut Söğüt için de geçerliydi. Bu transfer sırasında ise, menajerin ücreti Arsenal tarafından ödenmişti. “Kötü haberlerim var,” diye yazıyor Özil’in Senn Ferrero’daki muhasebecisi. Müfettişler futbolcunun Arsenal’e transfer belgelerinin de hepsini görmek istiyordu.

Bunun üzerine Senn Ferrero muhasebecileri, Özil’in 2013 kazancını İspanyollardan korumak için Londra merkezli bir firmayla anlaşıyor. Firma, Özil’in Eylül 2013’te Londra’ya taşındığını ve vergisini orada ödeyeceğini söylüyor. İspanyol müfettişler ise geri adım atmıyor. Özil Londra’ya Eylül’de taşındığına göre yılın 6 aydan fazlasını İspanya’da geçirmiş demekti. Dolayısıyla kazancını beyan etmesi gerekiyordu.

Müfettişler aynı zamanda Özil Marketing GmbH’la ilgili bütün kazancın da beyan edilmesini istiyor. İmaj haklarından elde edilen gelirlerin gittiği şirketler vergi kurumlarının Avrupa’da en çok üstünde durduğu konulardan. Futbolcuların vergi cenneti ülkelerde bu tür şirketler açıp reklam sözleşmelerini bu offshore şirketler üzerinden yaparak çalıştıkları ülkeye vergi ödemedikleri bilinen bir durum. Bu konuyla ilgili daha önce Messi ve Neymar gibi ünlü futbolcular da hapis cezası istemiyle yargılanmıştı. Özil Marketing GmbH offshore bir şirket olmasa da İspanyol müfettişlerin şirketin hesaplarıyla ilgilenmeleri aslında çok da garipsenecek bir durum değil. Çünkü yeni kanunlara göre İspanya’da imaj hakları üzerinden elde edilen gelirler artık kişisel gelirmiş gibi hesaplanıyor. Yani imaj hakları şirketinin sahibi daha düşük olan kurumlar vergisi yerine gelir vergisi ödemek zorunda. Bu rakam İspanya’da Özil’in gelir grubu için en az yüzde 40.

Ancak Özil’in vergi danışmanları İspanyol müfettişleri durdurmayı başarıyor. Özil Marketing’in kazancından çok gideri olduğunu iddia ediyorlar. Kanıt olarak da Özil ve babası arasında imzalanan anlaşmayı sunuyorlar.

Baba-oğul kavgası

Mesut Özil’in babası Mustafa Özil, kurulduğu 2008’den 2015’e kadar Özil Marketing’in müdürüydü. Oğlunun kariyerinin başlangıcından beri hep yanında olan bir figür. Futbol camiasında Ferrari’siyle lüks otellerde toplantılara gitmesiyle biliniyor.

Ekim 2013’te baba oğlun anlaşmazlık yaşadığı medyaya yansımıştı. Mesut babasını şirketten uzaklaştırıp yerine kardeşi Mutlu’yu geçirmiş, bir kaç hafta sonra da babasını işten çıkarmıştı. Buna karşılık baba Mustafa, oğluna Düsseldorf’ta dava açmıştı. Alman medyasına göre Mustafa Özil oğlunun şirketi Özil Marketing’den 630 bin avro alacağı olduğunu iddia etmişti.

Football Leaks’le ortaya çıkan belgelere göre baba Mustafa Özil medyaya yansıyandan çok daha yüksek bir rakamda anlaşmaya razı oluyor. Oğlundan reklam kampanyalarından aldığı paranın yüzde 30’unu istiyor. Bu rakam birkaç milyon avroya denk geliyor. Mesut bunun üzerine babasına borç olarak verdiği 915 bin avroyu geri istiyor ve Ferrari’sine el koyuyor. Sonunda baba oğul mahkemeye çıkmadan anlaşmaya karar veriyorlar. Özil Marketing, Mustafa Özil’e 8.1 milyon avro ödemeyi kabul ediyor. Ferrari de babaya geri veriliyor.

Buna anlaşmaya göre Özil Marketing GmbH kazancından daha çok harcamış oluyor. İspanyol müfettişler bu iddiayı kabul ediyor ve Özil Marketing’e dair olan soruşturmayı durduruyor. Ama bir konuya takılı kalıyorlar: Özil’in menajeri Fazeli’nin aldığı 1.2 milyon avro. İspanyol muhasebeciler, vergi ofisine yazdıkları dilekçede bu para üzerinden vergi istenmesinin meşruluğunu sorguluyorlar. Birbirlerine gönderdikleri e-postalarda ise Özil’i cezai soruşturmadan kurtarmalarını kutluyorlar. Yazışmalarında Barcelona’da oynayan Arjantinli futbolcu Javier Mascherano’yu örnek veriyorlar. “Büyük ihtimalle Mascherano ceza mahkemesine çıkacak,” diye yazıyor İspanyol muhasebeci, “Üstelik Mesut’unkinden çok daha az bir rakamı ödemediği için.”

Şubat 2016’da Senn Ferrero ofisine İspanyol vergi kurumundan resmi yazı geliyor. Özil, beyan etmediği gelir için gecikme zammıyla birlikte 2 milyon 17 bin avro vergi, ayrıca 796 bin avro da ceza ödemek zorunda kalıyor. Özil 2 milyon 17 binlik geriye dönük vergiyi ödüyor, fakat kesilen ceza için 8 Mart’ta itirazda bulunuyor.

Özil’in vergi danışmanları ve avukatları vergi soruşturması hakkındaki son durumla ilgili bilgi vermeyi reddettiler.

Mesut Özil’in babası Mustafa Özil, konuyla ilgili sorularımıza yanıt vermedi. Mesut Özil ve Özil Marketing GmbH’ı temsil eden avukat ise bu haber ve “iddia edilen bilgiler” yayınlandığı takdirde dava açacağını söyledi. Avukat ayrıca Özil hakkında İspanya’da herhangi bir soruşturma ya da dava açılmadığını belirtti.

Başlık fotoğrafı: Wikimedia commons

Return to stories


Follow us