Malta hukuk firması Erdoğan ailesinin şirketine ait offshore banka hesabı olduğunu doğruladı

Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen’in sahip olduğu denizcilik firması vergi cenneti sayılan Malta’da hesap açmış

Craig Shaw

20 Aralık 2017

Read

Man Adası skandalında yeni ayrıntılar: Malta’da kurulu offshore servis sağlayıcısı hukuk bürosu Erdoğan ailesinin işleri için banka hesabı açtığını doğruladı

Hukuk bürosuna ait belgeler, Erdoğan ailesiyle yaptığı işlerle ilgili olarak firma çalışanlarının uluslararası kara para kurallarını ihlal etmiş olabileceğini gösteriyor

Malta, 28 Avrupa Birliği üyesi ülke içinde yabancı firmalardan en düşük vergiyi isteyen ülke olarak biliniyor ve uzmanlarca vergi cenneti olarak tarif ediliyor

İşleriniz Türkiye’nin en güçlü politikacısıyla bağlantılıysa nasıl offshore banka hesabı açarsınız?

Malta’da kurulu ve üzerine bir petrol tankeri kayıtlı olan Pal Shipping Trader One Ltd firmasının sahipleri 2013 yılında, Malta devletinin yabancı şirketlere verdiği vergi iadelerini toplamak istediğinde tam da bu sorunla karşılaştı.

2013 Nisan ayında Pal Shipping yetkilileri, Malta hukuk firması olan ve “uluslararası müşterilere hizmet vermek üzere karmaşık şirket ağları” üzerinde uzman olduğunu beyan eden Credence Corporate Advisory Services (Credence Kurumsal Danışmanlık Hizmetleri) ile iletişime geçti.

Credence’te çalışan avukatlar müşterileri adına; IIG, National Bank of Greece (NBG) ve Bank of Valetta gibi Malta’nın bilinen bankalarına başvurdular.

Credence yetkilileri Pal Shipping’in Türk sahiplerinin pasaport fotokopilerini ve diğer bankalardan alınan referans kopyalarını gönderdiler. Ancak Malta’daki bankaların tümü aynı şeyi söyledi: daha çok bilgiye ihtiyacımız var.

European Investigative Collaborations (EIC) ve The Black Sea’nin Malta Files (Malta Dosyaları) projesinin parçası olarak elde ettiği e-postalardan anlaşıldığı üzere, Bank of Valetta’da çalışan Müşteri İlişkileri Uzmanı, Credence’e şöyle cevap verdi: “İletişim bilgisi verilmediği için, referansları kontrol etmek adına bize e-posta adreslerini de iletirseniz memnun oluruz.”

Öyle görünüyor ki Credence bu bilgileri bankaya vermedi.

Bundan bir kaç hafta sonra, başka bir Malta bankası NBG de hukuk firmasına aynı cevabı verdi:

“Mevzuatımıza göre şirkete banka hesabı açılması için müşteri incelenmesi (due diligence) yapılması gerekmektedir”. Aynı e-postada bankanın şube müdür yardımcısı, şirketin asıl sahiplerini, bilançolarını ve pay sahiplerini gösteren ilave belgeler istedi.

Kurallara göre bankaların hesap açacakları şirketlerin gerçek sahiplerini ve şirkete gelen paranın kaynağını bilmesi gerekiyor. Bu uluslararası geçerliliği olan ve “müşterini tanı” olarak da adlandırılabilecek kurala, saygı duyulan tüm bankalar, hukuk firmaları ve başka finans kurumları uymakla mükellef. Yönetmelik; uluslararası para aklama, terör finansmanı, organize suç finansmanı ve yolsuzluğun önüne geçmek için uygulamaya konuldu.

Ancak Credence ve Türk müşterileri için bu tür bir kurumsal yükümlülük zaman kaybı gibi gelmiş olmalıydı. Olabildiğince az soruya cevap vermek istediler.

Credence’in portföy yöneticisi Georgina Kristic-Ficur, firmanın ortağı muhasebeci Andrew Cefai’ye durumu 20 Mayıs 2013 tarihli e-postada şöyle anlattı:

“Normalde çalıştığımız tüm bankaları araştırdım ve hepsinin müşteri inceleme uygulamaları aynı hale gelmiş gibi görünüyor. Bu yüzden de vergi iadesi alabilmeleri için Pal Shipping Trader One için banka hesabı açabileceğimizi düşünmüyorum.”

Dürüst bir şirket neden bankaya tüm bilgileri ve belgeleri sağlamaktan çekinir?

Kristic-Ficur e-postasın devamında durumu açıklıyor:

“Müşteriler banka hesabı açma isteklerinden vazgeçtiler çünkü istenilen tüm belgeleri toplamak, mühürletmek ve yollamak onlar için şu anda harcamak istemedikleri kadar zaman ve paraya sebep olacak.”

Bankalar bu ilave belgeleri almış olsalardı bu sefer de büyük ihtimalle Pal Shipping şirketinin asıl sahibinin Erdoğan ailesi olduğunu görüp endişe duyacaklardı.

Şirketin sahibi ve müdürlerinden biri Erdoğan’ın eniştesi emekli öğretmen Ziya İlgen’di. Diğer müdür ise Sıtkı Ayan’ın 20’li yaşlardaki oğlu Bahattin Ayan’dı.

Ailenin offshore ağı

Erdoğan ailesinin offshore şirketler ağı ilk kez geçtiğimiz Mayıs ayında The Black Sea (theblacksea.eu) ve EIC medya partnerleri tarafından MaltaFilesprojesinin bir parçası olarak yayınlanmıştı.

Man Adası ve Malta’da kurulan şirketler aracılığıyla, ailenin Agdash adında 25 milyon dolarlık petrol tankerine sahip olduğu ortaya çıkarılmıştı.

Kamuya açık şirket kayıtları ve EIC’ın elde ettiği Credence firması dokümanlarını inceleyen gazeteciler, Agdash gemisinin aileye bir nevi hediye olarak verildiğini ve faturanın Palmalı Denizcilik’in sahibi Mübariz Mansimov ve petrol anlaşmalarıyla bilinen iş adamı Sıtkı Ayan tarafından ödendiğini gün ışığına çıkarmıştı.

Geçtiğimiz ay, Kemal Kılıçdaroğlu Man Adası’nda bulunan Bellway Limited adlı şirketten Halkbank aracılığıyla Ziya İlgen, Mustafa Erdoğan, Ahmet Burak Erdoğan, Osman Ketenci ve Mustafa Gündoğan’a 2011-2012 yılları arasında toplamda 15 milyon dolar gönderildiğini belgeleriyle açıklamıştı.

Man Adası’nda kurulu Bellway Limited şirketi Malta’da bulunan Pal Shipping Trader One’ın ve dolayısıyla Agdash gemisinin ve bu şirketler ağı içinde bulunan Man Adası şirketi Bumerz Limited ve İstanbul’da kurulu Bumerz Denizcilik’in de gerçek sahibi. Tüm bu şirketler Erdoğan ailesi ve yakın çevresi tarafından 2007 - 2008 yılları arasında kuruldu.

CHP’nin belgeleri yayınlamasından haftalar sonra tartışma hâlâ sürüyor. CHP milletvekili Aykut Erdoğdu geçtiğimiz günlerde yaptığı meclis konuşması sırasında Man Adası belgelerini kameralara gösterdi. Ardından söz alan AKP grup başkan vekili Mustafa Elitaş ise Erdoğdu’nun uzattığı belgeleri kürsüde yırttı. Elitaş daha sonra katılığı CNN Türk programında belgelerin ardında Amerikan “derin devleti” olduğunu iddia etti. CHP’li Erdoğdu ise olayın Cumhuriyet tarihinin en büyük skandalı olduğunu belirtti.

Mustafa Elitaş Man Adası belgelerini meclis kürsüsünde yırtarken

Ama asıl soru Erdoğan ailesinin bu offshore ağını geçtiğimiz on sene boyunca nasıl hiç kimse fark etmeden yönetmeyi başardığı. Cevap aslında basit. Pal Shipping’i idare eden Credence ve Bumerz’le Bellway’i idare eden Man Adası’nda kurulu Equiom gibi servis sağlayıcısı firmalar yükümlülüklerini göz ardı ettiler.

Gizli banka hesabı 1

Müşterisinin ilave bilgi ve belge göndermek istememesi aslında Credence’ı en başından şüphelendirmeliydi. Credence gibi firmalar Malta, AB ve uluslararası kurallar çerçevesinde müşterilerinden gelen şüpheli hareketleri ve ayrıca da müşterilerinin politik ve kriminal bağlantılarını incelemek zorundalar.

Ancak öyle görünüyor ki Credence durumu sadece göz ardı etmekle kalmamış, aynı zamanda ailenin finansal gizliliğini korumak için mevzuatın dışına da çıkmış.

Malta bankaları Pal Shipping’e hesap açmak için daha fazla bilgi istediğinde, Credence çalışanı Kristic-Ficur, firma ortağı Cefai’ye yazdığı e-postada bir çözüm önerisinde bulundu ve Credence’ın kendi banka hesabını Pal Shipping adına kullanmasını önerdi.

“Hatta bankaya parayı bizim hesabımıza koymasını ve oradan da otomatik olarak Pal Shipping’in yurt dışındaki hesabına yollamasını söyleyebiliriz” diye yazdı, yine de uyardı: “Bu prosedüre diğer bankalarda izin verilmeyebilir.”

Devamında ne olduğu bilinmiyor; EIC’ın elde ettiği belgelerde diğer olası yazışmalar bulunmuyor. Ancak eldeki diğer belgeler, Pal Shipping’e bu e-postalardan sadece bir kaç ay sonra Bank of Valletta’da hesap açıldığını gösteriyor.

Hesap, Pal Shipping değil ama Kristic-Ficur’un önerdiği gibi Credence’in adına Pal Shipping’in kullanması için “müşteri hesabı” olarak açılmış olarak görülüyor.

Malta da dahil olmak üzere dünyadaki bir çok bankaya müşteri incelemesi konusunda danışmanlık yapmış olan Amerikalı finans uzmanı Burke Files’a bu durumu sorduğumuzda şöyle yanıtladı: “Bir tarafın bankanın istediği belgeleri göndermekten imtina etmesi tehlike işaretidir. Malta’daki bankalar yapmaları gerekeni yapmışlar. Kesinlikle. Bunun ardından hukuk firmasının tekrar devreye girip “finans aracılığı” gibi bir servis sunması firma ve ortakları için inanılmaz derecede tehlikeli” dedi ve ekledi: “Bu tür iç içe geçmiş bir çıkar ilişkisi ve yönetmeliklerin göz ardı edilmesi tam da uluslararası finans denetmenlerinin 20 yıldır uyardığı bir durum.”

Credence’in yardımı hem Pal Shipping’in ardındaki Türkleri müşteri incelemesi prosedürlerinden kurtardı hem de Erdoğan ailesini Malta’daki mali denetim kurumlarından korumuş oldu.

Ülkedeki finans ve bankacılık endüstrisini denetleyen Malta Gelir İdaresi yetkilisi, konuyla ilgili sorduğumuz sorulara verdikleri yanıtlarda bir müşterinin bankadan istenilen belgeleri vermek istememesi durumda Credence gibi servis sağlayıcısı şirketlerin “[banka] hesapları üzerinden hiçbir işlem yapmaması, herhangi bir iş ilişkisi kurmaması veya işlem gerçekleştirmemesi ve müşteriyle olan iş ilişkisinin kesilmesi gerektiğini” beyan etti ve ekledi: “Ayrıca da servis sağlayıcısı şirketin Malta Mali Suçlar Araştırma Dairesi’ne verilmek üzere STR (Şüpheli İşlem Raporu) doldurmayı düşünmesi gerektiğini” belirtti.

Credence, sorduğumuz sorulara verdikleri yanıtlarda hiçbir kuralı çiğnemediklerini söyledi ve müşterilerinin herhangi bir kanunsuz işin içinde olduklarını düşünmelerine sebep olarak bir durum olmadığını beyan etti.

Halbuki AKP’nin şu sıralar “ekonomik darbe” planı olarak bahsettiği 17-25 Aralık soruşturması tam da Credence Erdoğan ailesinin şirketleri için banka hesabı açtıktan bir süre sonra patlak vermişti.

Malta’da şirket sahibi olanların Malta Gelir İdaresi kurallarına göre banka hesabı açabilmek için sıkı bir müşteri incelemesi prosedüründen geçmesi gerekiyor (Fotoğraf: Valetta, Robin & Bazylek)

Gizli banka hesabı 2

17 Aralık 2013’te, bir çok AKP’linin ve hükümete yakın kişinin ve ailelerinin evlerine baskınlar düzenlenmiş ve yapılan aramalarda kutulara gizlenmiş milyonlar değerinde nakit ele geçirilmişti.

Soruşturma, yargı ve polis içinde konuşlanmış Cemaatçi savcı ve amirler tarafından planlanmıştı. Motivasyon oldukça politikti ancak paralar da bir o kadar gerçekti.

Ardından sızdırılan telefon kayıtları, Erdoğan ve oğlu Bilal arasında Sıtkı Ayan’ı da içerdiği iddia edilen rüşvet konuşmalarını ortaya çıkardı. Sonrasında yine sızdırılan konuşmalarda Erdoğan’ın Ziya İlgen’in de dahil olduğu aile fertlerine evdeki nakit parayı gizlemeleri için talimat verdiği iddia edildi.

Anlaşılan o ki, Credence firması için bu olay bir tehlike işareti olarak görülmemiş. Türkiye’deki yolsuzluk skandalı dünya medyası tarafından duyurulurken Malta servis sağlayıcısı Credence, Pal Shipping Trader One’ın işlemlerini yürütmeye devam etmiş. Üstelik şirketin bilançolarında Agdash gemisi için Mansimov ve Ayan’la yapılan garip para alışverişini de görmelerine rağmen.

Pal Shipping’in Malta’da banka hesabı olduğunu da Credence doğruladı. Bize gönderdikleri e-postada firma yetkilisi “şirket bir Malta kredi kurumunda hesap açmıştır” dedi. Hesabın hangi Malta bankasında olduğunu ya da gerekli müşteri incelemesi prosedürünün bu sefer yapılıp yapılmadığını ise belirtmediler.

Credence’ın kendi kayıtları bu servis için Pal Shipping’den 85 avro aldığını gösteriyor.

Bu tarihe gelindiğinde ise zaten offshore ağı arkadaş yardımıyla gizlenecekti.

2015 sonlarına doğru Ziya İlgen, Malta şirketi ve offshore ağının diğer şirketleriyle olan irtibatını kağıt üzerinde kesti.

İlgen’in yerine Sıtkı Ayan’ın oğlu Bahattin Ayan şirket müdürlüğüne getirildi. Gerçekte ise İlgen şirketler üzerinde söz sahibi olmaya devam ediyordu.

Credence, Yusuf Alapan’ın isteğiyle Pal Shipping için banka hesabını açtı. Yusuf Alapan’a şirket adına işlem yapma yetkisi veren ise temsil yetki belgesini 25 Ağustos 2014’te imzalayan Ziya İlgen’di. Yetki belgesinde Yusuf Alapan’ın adresi Som Petrol olarak geçiyordu.

Erdoğan’ın eniştesi PEP değil

Ekim 2015’teki banka hesap açılmasıyla ilgili e-posta üzerinden yapılan konuşmalar sırasında Yusuf Alapan, Credence ve Pal Shipping arasında imzalanan hizmet anlaşmasını dile getirdi. Bu belge Ziya İlgen tarafından 14 Kasım 2011’de imzalanmıştı ve şirket adına Malta’da işlem yapmak için Credence’a yetki veriyordu.

EIC ve The Black Sea’nin bir kopyasını edindiği bu belge, Erdoğan ailesinin dikkat çekmemek için politik bağlantılarını gizlediklerinin, ayrıca da AB ve Amerikan kara para kanunlarını çiğnediklerinin bir başka kanıtı.

Ziya İlgen bu belgede Pal Shipping’in “gerçek sahibi” olduğunu belirtirken bir yandan da “PEP” (Politically Exposed Person - siyasetçi ve yakını) olmadığını beyan etmiş. PEP kavramı, politik güç kullanarak imtiyaz sahibi olma riskinde olan politikacılarla onların akraba ve yakınlarını kapsıyor. Yani Ziya İlgen ve hatta Sıtkı Ayan gibi kişileri. Bu terim uluslararası yolsuzlukla mücadele için geliştirildi ve tüm dünyadaki finans kurumlarının PEP’lerle ilgili olarak çok sıkı kurallara tabi tutulduğu biliniyor.

Credence, Ziya İlgen’in Erdoğan ailesiyle olan doğrudan bağını bildiğini reddetmedi ancak İlgen’i PEP olarak görmediklerini belirtti.

Amerikalı finans uzmanı Burke Files ise şöyle dedi: “Sadece aile bireyleri değil, akraba olmayan yakınlar ve politikada olmayan kişiler de PEP olabilir.” Yani Credence’in İlgen’in akrabalık bağı dolayısıyla PEP olduğunu en başından anlamış olması ve ona göre davranması gerekiyordu. Hatta İlgen, Credence’le yaptığı hizmet sözleşmesinde adresini Burhaniye - Gürgen Sokak olarak belirtmişti. Bu adres Erdoğan ailesinin Recep Tayyip Erdoğan Başbakan seçilene kadar uzun yıllar İstanbul’da yaşadığı konutun adresi.

Credence bunların hiçbirini anlamamış bile olsa bu offshore şirket ağının İstanbul’da bulunan Bumerz Denizcilik’e uzandığı gösteren şirket belgeleri ellerinde bulunmaktaydı. Aile Pal Shipping’i 2008’de aldığında İstanbul’daki Bumerz Denizcilik’in pay sahipleri Ziya İlgen, Mustafa Erdoğan, Ahmet Burak Erdoğan, Osman Ketenci ve Mustafa Gündoğan’dı.

Erdoğan ailesine yardım eden tek şirket Credence değil. Man Adası’nda bulunan servis sağlayıcısı Eqiuom, 2011’den bu yana Bumerz Limited ve Bellway Limited şirketlerinin işlemlerini yürütüyor.

CHP’nin yayınladığı belgeler Bellway’in Türkiye’de bulunan banka hesabından 2011’de Eqiuom’a binlerce avro gittiğini gösteriyor. Bu paralar büyük ihtimalle Eqiuom’un offshore hizmetleri için ödendi. Eqiuom temsilcisi ise şirketin Erdoğan ailesine ait olduğunu bilip bilmedikleriyle ilgili sorularımıza yanıt vermedi.